Cinque Terre, İtalya’nın Linguria bölgesindeki beş sevimli İtalyan köyü. Monterosso al Mare, Riomaggiore, Manarola, Vernezza ve Corniglia adındaki köyler, özellikle yaz aylarında yerli, yabancı pek çok ziyaretçiyi ağırladıkları gibi, bizi de misafir etmişti. Yavaş yavaş dönüş vaktine geliyorduk.

Son günümüzde, günlerdir süregelen yorgunluğun üstüne, keyif günü yapmaya karar verdik. Terasımızda harika bir kahvaltı yapıp, Monterosso al Mare‘yi şimdilik son kez tepeden seyrettikten sonra, sahile plaja indik. ”Bagno Eden” isimli bir plajı seçtik kendimize. Monterosso’da tüm plajlara giriş ücreti vermeniz gerekiyor. Bu şekilde şezlong alıp, güneşlenebiliyorsunuz. Girişe 21 avro ödeyerek (Bir şemsiye ve iki şezlong ücreti) içeri geçtik. Geldiğimizden beri gözüme kestirdiğim, bence plajın en güzel denizi olan köşeye gitmek istedik ama ne yazık ki oradaki şezlongların aylık kiralayanlar için ayrıldığını öğrenip yine aynı güzellikte başka bir yere  yerleştik.

yatay monterosso20120820_0017 yatay monterosso20120819_0050

Benim köşem kapılmış diye üzülsem de, sonradan haksızlık ettiğimi anladım tabi. Hangi köşe olursa olsun, deniz gerçekten çok güzeldi. Cam gibi, dibindeki taşları seyrettiğiniz bir deniz.

Öğle saatlerinde yavaş yavaş nerde yiyelim diye düşünmeye başladık. İsterseniz Bagno Eden’in kendi terasında da yiyebilirsiniz ama farklı bir yeri görmek ve denemek istedik. Geldiğimiz günden beri gördüğümüz, plajın sonuna doğru olan kafe ya da restoranlardan birini seçmek üzere plajdan çıktık. Bu arada gün boyunca elinizdeki bileti kaybetmediğiniz sürece, istediğiniz gibi plaja giriş-çıkış yapabilirsiniz.

Cantini di Milky’de yemeğe karar verdik. Hem önde plajı gören bir alanı, hem de caddenin diğer yanında bir saklı bahçesi var. Ama biz plaja bakan tarafı tercih edip oturduk. Foccacio sandviç, sebzeli ravioli, patates kızartması ve içecek ile tıka basa doyduk. (35 avro) İtalya’da olmanın en kötü yanı, her kesin de bildiği gibi bol bol karbonhidrat tüketmek!

Sadece karbonhidrat değil elbette, günde neredeyse üç öğün yediğimiz dondurmayı da unutmamak gerek. Özellikle limonlu ve yoğurtlu olanı kesinlikle tavsiye ederim!

yatay monterosso20120820_0021 yatay monterosso20120820_0007

Plaja geri dönüp akşam altıya kadar tembellik yaptıktan sonra, yine bir akşamüstü turuna karar verdik. Plajın sonuna kadar yürüyerek yeniden Monterosso devi Neptün heykelini gördük, yeni şehirde bir  tur attık.

yatay monterosso20120818_0004 yatay monterosso20120818_0048

Otele dönüş yolumuz, tüm köylerin içinde en güzel köy olan Monterosso’nun da en güzel yeri diyebilirim. Çini döşeli marketlerden, Limoncello, pesto sos ve zeytinyağı aldık.

yatay monterosso20120819_0028 yatay monterosso20120819_0024

Alışverişimiz sırasında elektrik kesildi. Haliyle  tüm restorantlar akşam yemeği saati de olduğu için masalarında mumları yaktı ve hepsi birbirinden keyifli gözükmeye başladı.

yatay monterosso20120819_0053 yatay monterosso20120819_0061

Birisini gözümüze kestirip hemen hızlı bir duş alıp, üstümüzü değiştirip akşam yemeği için döndük restorana. Karbonhidrata devam deyip, (nasılsa hep dönünce rejime başlıyacağım deriz ya) Istakozlu torfie, sebzeli pizza, közde pişmiş paprika siparişi verdik. Ancak yemekler gerçekten çok kötüydü. Yemeklerin kötülüğünden olsa gerek mekanın adını bile doğru dürüst not etmemişim. Üstelik de elektrikler gelince, restoranın da çok kötü olduğu gördük ve masaları sinekler bastı, nasıl kaçtığımızı bilemedik.

Böylece bir hayalimiz daha gerçek olmuştu. Cinque Terre yolculuğumuz, başta şanssızlık gibi gördüğümüz her şeyin bizim yararımıza olduğunu bir kere daha bize anlatarak keyif içinde geçti. Sıra geldi şimdi yeni yolculuklara yelken açmaya…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.