Çekya’nın Batı Bohemya bölgesinde yer alan minik, sevimli ve bir o kadar da şifalı bir şehir Karlovy Vary. Prag en bilinen yer olsa da ona sadece bir buçuk saat uzaklıktaki bu şehir için bir gün yeter deseler de bence en azından iki günlük bir programı hak ediyor.
Karlovy Vary ziyaretim sırasında beni en çok etkileyen, şehri ortasından geçerek ikiye bölen Tepla Nehri’nin iki yanına sıralanmış, 1700’lü yıllarda yapılmış rengarenk evler oldu. Oldum olası şehirdeki renkli ev görüntülerini sevmişimdir. Ama sadece renkli evlerden bahsedersem bu şehre haksızlık etmiş olurum. Şehrin bilinirliğini artıran en önemli unsur aslında şifalı suları.
Doğrudan Tepla Nehri’ndeki on iki ayrı kaynaktan gelen ve farklı hastalıklarına şifa olan bu sular sebebiyle asırlar boyu pek çok ünlü ziyaret etmiş Karlovy Vary’yi. Şifalı suları, Mary Pickford, Robert Redford, Adolf Hitler, Tolstoy, Johann Sebastian Bach, Rus Çarı Büyük Petro, Karl Marx, Beethoven, Sigmund Freud ve çok sayıda Hollywood yıldızı da dahil olmak üzere yüzyıllardır birçok ünlü kişiyi cezbetmiş.
Düzenli ziyaretçilerden biri de, kenti de bir o kadar çok seven Johann Wolfgang Von Goethe imiş ve yaşamı boyunca şehri 13 kez ziyaret etmiş. Pek çok ziyaretçi gelmiş olsa da, bugün sadece Sigmund Freud ve Atatürk anısına kaldıkları otellere plaket asılmış ve anıları hâlâ yaşatılıyor.
ATATÜRK DE ŞİFA BULMUŞ
Bizi en çok heyecanlandıran, Atatürk’ün de şifa bulmak için 1918 yılında Karlovy Vary’ye gelmesi oldu. Böbreklerinden rahatsızlanan Atatürk, Viyana’da sonra burada da kaplıca sularından fayda bulmak amacıyla Carlsbad Plaza’da bir aya yakın istirahatte kalmış.
1981 yılında UNESCO’nun o yılı Atatürk Yılı ilan etmesiyle, otelin kapısına, üzerinde “Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Kemal Atatürk, burada kalmıştır” yazan bir plaket asılmış ve odası da müze haline getirilmiş.
Atatürk, Karlovy Vary’de kaldığı dönemde bir günlük tutmuş. Prof. Afet İnan’a bu günlüğü saklaması ve ileride yayınlaması için emanet etmiş. Böylece 1983’de günlük Karlsbad Hatıları ismi ile yayınlanmış.
KRALIN BANYOSU
Karlovy Vary’nin adı kralın banyosu anlamına gelen Carlsbad’tan (Karlsbad) gelme. Söylentiye göre 1370 yılında, Kral IV. Charles geyik avı sırasında civarda dolaşırken köpeği sıcak kaynak sularından birine düşmüş. Acıyla kıvranan köpeği kaynaktan alırken kral burada farklı sıcaklıklarda ve farklı içeriklerde sular olduğunu anlamış. Zamanla kralın ağrıyan bacaklarına bu sularda şifa bulmasıyla, şehir de bir anda herkesin gözbebeği haline gelmiş.
Buradaki sular kaplıca gibi girilerek değil, içilerek iyi geliyor. Doktorlar hangi hastalık için hangi suyun iyi geleceğini ve ne kadar içilmesi gerektiğini yazıyor. Ancak gelen turistlere bakılırsa kimsenin doktor tavsiyesi beklemediği ve bazı sular çok sıcak olduğu ellerinde bardaklarla çeşmeden çeşmeye şifalı sulara koştuğu aşikar… Bu arada siz de bir bardak almayı unutmayın, zira bardaksız o kadar sıcak sulardan içmek mümkün değil.
MASAL DİYARINDA ÖNE ÇIKANLAR
ŞİFALI SULAR
Bu sevimli şehrin ziyaretin pek çok sebebi olabilir ama elbette ilk sırayı söylediğim gibi şifalı sular alır. Dereceleri yetmiş ikiye kadar çıkan ve farklı hastalıklara iyi gelen bu sular şehrin her yerinde ve içmek serbest.
ÇEK PORSELENİ
Çek porselenlerinin ününü duymayan yoktur sanırım. Özellikle Thun Karlovy Vary Porselenleri pek çok kadını kendine çekiyor. Çekya’nın genelinde bulabilseniz de bu şehirde fiyatları daha ucuz ama yine de oldukça pahalı olduklarını söylemeliyim.
BOHEMIA KRİSTALLERİ
Ludwig Moser isimli bir terzinin oğlu ilk olarak şehir merkezinde bir oyma atölyesi açmış ancak 1857 yılında cam üretimi için bir fabrika kurmaya karar vermiş. O yıldan bu yana faaliyette olan Çek cam fabrikası, ürettiği mükemmel ürünler ile Avusturya-Macaristan’ın en prestijli fabrikası ünvanını kazanmış.
Kraliçe II. Elizabeth’ten Norveç Kralı VII. Haakon’a, XI. Papa Pius’tan Elton John’a kadar pek çok ünlünün evlerini süsleyen bu özel kesimli Çek kristallerine bu yüzden ‘Kralların Kadehi’ ismi de verilmiş. Fabrikanın içinde şirketin tarihini anlatan bir müze de var. Cam ustalarından canlı olarak nasıl yapıldığını da görebileceğiniz fabrikaya mutlaka vakit ayırın.
ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ
Her yıl haziran ayı sonu ve temmuz başında, Orta ve Doğu Avrupa’daki en prestijli film festivali Karlovy Vary’de ziyaretçilerini karşılıyor. İki hafta boyunca Hotel Thermal’in önüne bir halı seriliyor ve şehirde hiç bitmeyen bir parti veriliyor. 1947 yılında ilki yapılan festival, Berlin, Venedik ve Cannes’daki benzerlerinin yanı sıra komünist bir döneme denk geldiği için hak ettiği ilgiyi görememiş. 1989 yılından bu yana gittikçe popülerliğini artırmış.
MEŞHUR KAĞIT HELVASI
Hiç kağıt helvası bir şehre ziyaret sebebi olur mu demeyin! Burada olur. Çünkü Karlovy Vary kağıt helvaları geleneksel ve çok popüler. Bugünkü gofretlerden büyük ölçüde farklılık gösteren ilk örnekleri 1800’den önceymiş. Aşçılar, özellikle spa misafirleri için şeker serpilmiş kağıt helvalar hazırlarmış.
YILBAŞI EVİ
Kim sevmez ki yeni yıl gelirken o süslemelerin ve şarkıların coşkusunu? Yılın 12 ayı boyunca bu coşkuyu hissetmek güzel olmaz mıydı peki? İşte Karlovy Vary’liler de böyle düşünmüş olasa gerek ki, yılbaşı kurabiyeleri, mumlar, müzikler ve Noel Baba ile tüm yıl boyunca ziyaret edebileceğiniz yılbaşı evini hazırlamışlar.
GRAND HOTEL PUPP
Karlovy Vary’nin tam kalbinde ve 1781 yılında yapılmış bu otel, ilk beş yıldızlı otel ünvanını almış. 2006 yılında Casino Royale filminin bazı sahneleri de bu otelde çekilmiş. Otelin içinde yer alan kafede de Atatürk kahvesini içip, mektuplarını yazarmış. Biz de ziyaretimizde aynı koltukta oturup, o yılların hayalini kurduk. Otel, günümüzde de bölgenin en pahalı ve lüks oteli unvanını koruyor.
GUSTAV KLIMT
Karlovy Vary Şehir Tiyatrosu, 1884 ve 1886 yıllarında ünlü mimarlar F. Fellner ve H. Helmer’in tasarımına göre inşa edilmiş ancak büyük açılışı 15 Mayıs 1886’da Mozart’ın Figaro’nun Düğünü performansıyla gerçekleşmiş. Tiyatronun süslemeleri ünlü Viyana sanatçıları Gustav ve Ernest Klimt kardeşler ile birlikte Franz Matsch tarafından yapılmış. Gustav Klimt aynı zamanda tiyatronun perdelerini de elle boyamış. Bu yüzden Karlovy Vary’de Gustav Klimt’in çok ayrı bir yeri var. Belki de Viyana’dan daha fazla, her yerde özellikle Öpücük isimli eserinin kopyalandığı hediyelik eşyaları görebilirsiniz.