Geçen gün Datça’lı bir arkadaşımla konuşurken bana Knidos ve civarındaki köyleri ve halkını o kadar güzel anlattı ki Knidos’u Datça’dan ayrı tutup yazmak istedim.
‘Biz Galyalılarız’ dedi. ”Benim anneannem içer, dedem içer! “. Çocuklar daha küçücükken ağızlarına rakı sürülürmüş tadını öğrensin diye. Erkek çocuklarının sünnet törenlerinde önlerine rakı konulurmuş ve “artık erkek oldun! “ denilirmiş.
“Asterix gibi yaşarız biz” dedi. Knidos – Simi arasındaki dostluk yüzüşünde denizin ortasında karıma baktın diye kavga çıkmış geçmiş senelerde. Denizde yüzerken! 🙂
Ama “neşeliyiz biz” dedi. ”Hayatın tadını çıkarırız”.
‘Geçenlerde girdim sabah bakkala’ diyor arkadaşım, bakkal ayaklarını uzatmış ‘gir gir ne alacaksan al’ demiş, kıpırdamamış yerinden. ‘Bir baktım’ diyor sabahın körü elinde şarap şişesi, akşamdan kalmış. Bakkal dermiş ki “ben hiç uyuduğumu bilmem, hep sızarım!” 🙂
Onlara armağan edilmiş bütün o güzellikler. Bulunamasa da var oldugu söylenen Afrodit heykeli. Ne yazık ki şu anda British Museum’da sergilenen o meşhur Knidos aslanı. 2 eski liman, biri ticari diğeri askeri, 2 güzel koy olmuş şu anda turkuaz renkli deniziyle. Amfi tiyatro ve mermerden yapılan o sütunlar gün batımında manzara olmuş bu çılgın Galyalılara.
Knidos’a gidip gün batımını izlememek olmaz. Yolu daracıktır eğer araba ile giderseniz. Karşılıklı gelirsiniz diğer araçla, iki keçi gibi kalıverirsiniz yolun üstünde. Ama tekneyle giderseniz tadına doyum olmaz ne denizinin, ne de gün batışının.
Yolum şansıma hep düştü bu çılgın köye yıllar yılı, bir o kadar daha da düşer umarım.
İstanbul Evden Eve Nakliyat firması olarak her türlü taşımacılık hizmetini bütün bölgelere vermekteyiz.
Çılgınca bir seyehata evet denir, farklı yerler ve farklı geziler güzeldir.