Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri haritayı önüme alıp oradan oraya geçerek gezdiğimi hayal etmekti. Yıllar geçti ve ne mutlu ki ben hayallerimi gerçekleştirme şansı buldum. Önceleri işim gereği, sonrasında da bu en büyük tutkumu iş haline getirerek 30 ülkede, 150’den fazla şehir gezdim. Fotoğraf çekmeyi öğrendim, bazen fotoğraf için gezdim, bazen gezdiğim için fotoğraf çektim. Çok şanslıydım. En uzaklara gittim, en yapılamaz denileni yaptım. Hem de bunları nasıl yaptım? Kadın başıma!
Seyahat etmeye ne zaman başladım tam olarak hatırlayamıyorum. Çünkü fırsatını bulduğum her anda yeni bir yer görme imkanı yarattım kendime. Bazen kısa geziler, bazen de bana göre dünyanın ucuna bir başına yolculuk!
Başlangıçta ailem çok endişelenirdi. ‘Bi başına naparsın oralarda?’ diye. Sonra neler yapabildiğimi gördükçe onlar da alışmaya başladı. Tek başıma iki kere Hindistan’a gittim. Hindistan’a ilk gidişimde, gece üçte havaalanından çıktığımda, etraftaki garip ve ağır koku, üstüne üstüne gelen dilenciler, korsan taksiciler adeta bir korku filminden sahne gibiydi. Taksiye bindiğimde, o karanlık ve yıkık dökük sokaklardan geçerken tek düşündüğüm ‘, eski Türk filmlerinden zihnimize kazınmış soru: ‘ya bu adam beni kaçırıyorsa?’ idi. İlerleyen günlerde, o insanları tanıdıkça, kulağımıza yıllarca fısıldanan hikayeler sonucu böyle düşündüğümü ve bunun bir ön yargı olduğunu anladım.
Kanada’ya Kızılderililer ile bir belgesel çekmek için gittiğimde belki de en zorlu maceramı yaşayacaktım. Araba kiralayarak, Vancouver’dan Lilliooet’e, oradan da daha kuzeye gidip, arabanın içinde yatarak, dünyanın dört bir yanından gelmiş insanlarla birlikte kaldım. Tek başına, bilmediğin yollarda günlerce araba kullanmak kulağa belki ürkütücü gelebilir ama hayatımın en güzel deneyimlerinden biriydi.
Unutulmaz günler yaşadım, dünyanın en güzel insanlarıyla tanıştım ve üstelik bunları bir belgesele dönüştürme şansım oldu. Dönüşümde videolarımı BeinizTv’de ‘Unutulmuş Bilgelik’ isimli bir belgesel haline getirdik.
‘Dünya benim evim!’ deyip, kendimi yollara attıkça , gördüklerime, yaşadıklarıma hep yenileri eklendi. Bir kısmında yalnız olduğum yolculuklarımın bir kısmında da benim gibi gezginlerle beraberdim. Ama hepsi kadındı! Ekürim Oya ile pek çok yol yaptık, pek çok macera yaşadık. İş için gittiğim Napoli’de arabamız çalındı. Bütün bir günü polis ile Avis arasından git-gel ile geçirdik. Sonuçta araba ve içindeki ürünler gitti ama bizim yeni yerler görme isteğimizden bir şey eksilmedi.
Nepal’e dört kadın gittik. En sevdiğim rotalardan biriydi. Holy festivali de işin içine girince çok eğlendik. Pokhara’dan dönerken aşırı yağıştan dolayı ana yol kapanınca, yan yoldan gitmek zorunda kaldık. Bir-iki saatlik yol altı saatte bitti. Bir minibüste, karanlık ve ıssız köylerden geçerken, sol tarafımız tamamen uçurumdu. Korkmamak için tüm yol boyunca şarkı söyledik. Yine de çok eğlendik.
Geri dönüp tüm bu yolculuklara baktığımda, kadın olarak seyahat ettiğinde, üstelik de yalnız isen korkman gerekiyormuş gibi bir duygu yükleniyor. Ama öyle değil. Seyahat etmek, yeni yerleri ve kültürleri tanımak çok büyük bir şans. Her yolculuk hayata katılan başka bir anlam, eşsiz bir deneyim. Belki gerçekten şanslı olduğum için, kadın olarak seyahat etmek bana hiçbir zaman dezavantaj olmadı. Hatta daha çok yardım edildiği için belki de avantaj oldu.
Ben bir kadın gezgin olarak farklılık hissetmesem de, gittiğim gördüğüm yerlerdeki kadınlar beni etkiledi. Nepal ve Hindistan’ın süslü kadınları, Anadolu’muzun mahcup kadınları, Avrupa’nın özgür ama yalnız kadınları, Arabistan’ın kara çarşafların ardına gizlenmiş kadınları, Rio’da samba yapan kadınlar, Kosta Rika’da kahve toplayan kadınlar, İsrail’in savaşçı kadınları… Her birinin yüzündeki çizgiler farklı anılarla keskinleşmiş. Törelerin, adetlerin, kültürün gerektirdiği gibi giyinmiş ve davranmış olsa da derinlerde bir yerde sevindiğimiz, üzüldüğümüz şeyler aynı. Kadın her yerde kadın.
Keşfedilecek daha çok yol var! Görülecek, gezilecek yerler, tadılacak yeni lezzetler, tanışılacak yeni kültürler bizleri bekliyor. Kadın olduğumuz için korkmak ve geri çekilmek yerine, haydi kadın başımıza düşelim yollara! Dünyada gülen, ağlayan, fakir, zengin, genç, yaşlı, evli, bekar tüm kadınlara her gün kutlu olsun…
Merhaba,
Backlinkli makale alıyor musunuz?
Biz birçok bloggerla çalışıyoruz. Eğer uygun bir fiyat verebilirseniz aylık planlarımıza almak isterim.
– Yazı içindeki 2-3 kelimeye link verilecek.
– Yazı, sitenizin konseptine uygun şekilde (gezi, seyahat, gemi turu, Kıbrıs otelleri vs hakkında) yazılacak ve hazır olarak yollanacak.
– Linkler dofollow olacak şekilde paylaşılacak ve sitede kalacak.
– Sosyal medya hesaplarında paylaşılacak.
Cevabınızı bekliyor olacağım,
İyi günler.
Merhaba, Cevabımı mail yoluyla gönderdim.
İyi günler dilerim
Merhaba bir gezgin blog yayını izlerken düşündüm ki bende gezebilirim.. Fakat Buna hazır olmadığımı fark ettim.. Sizin tecrübeniz bana tavsiyesi olurmuş düşündüm..
Seyahatta sıhat vardır