Bologna, İtalya deyince pek akla gelmez ama İtalyan mutfağına lezzet veren ne varsa orada. Öyle ki şehrin takma adı, şişman anlamına gelen, peynir ve et ağırlıklı mutfağı ifade eden ‘la grassa’. O zaman rotamızı Bologna’ya çeviriyoruz…
İtalya denilince belki ilk akla gelenler Amalfi, Roma, Toskana, Floransa olsa da lezzet söz konusu olunca benim için Bologna bir numara diyebilirim. Sadece yemek için kaç kere gittiğimi hatırlamıyorum bile…
Emilia-Romagna bölgesinin başkenti Bologna, turistik bir kalabalık olmadan İtalyan kültürünü ve tarihini anlamak, Arnavut kaldırımlı dar yollarında yürümek için de ideal. Dünyanın en eski üniversitesinin de içinde olduğu şehir, Michelangelo’nun gençlik dönemi eserlerinden San Domenico Bazilikası, duvarın içinden açılan sürpriz penceresinden Venedik Caddesi, yamuk ikiz kuleleri Asinella ve Garisenda, Neptün Çeşmesi ve dünyanın en uzun revakları ile görülmeye değer.
40 KİLOMETRELİK REVAKLAR
Bologna’nın en çarpıcı mimari detaylarından biri ‘portico’ları! Yani 40 kilometrelik revakları! Siz yağmurdan ıslanmayın ya da güneşte kavrulmayın diye mağazaların önüne yapılmış oymalı tavanlı ve sütunlu tünelleri, yağmur, rüzgar ve karda bile şehrin bir ucundan diğer ucuna kadar kolay bir şekilde yürümenizi sağlar.
1088 yılında kurulan Bologna Üniversitesi, dünyanın en eski ve hâlâ işleyen üniversitesi. En ilginç binalarından biri, 16. yüzyıldan kalma fresklerle süslenmiş ve orijinal anatomik tiyatroya ev sahipliği yapan Archiginnasio Bologna. Süslü amfitiyatro, tıp öğrencileri tarafından ölüm sonrası gösteriler ve dersler için kullanılıyor.
Piazza Maggiore’den birkaç adım uzaklıktaki San Petronio Bazilikası, Vatikan yönetimindeki bir tuhaflık nedeniyle bitmemiş bir mimari yapı. 1390 yılında gotik bir katedral olarak başlamış, 16. yüzyılda yeni bir mimarın Roma’daki St. Peter Bazilikası’ndan daha büyük bir kilise yaratma isteği ile yeniden yapımına başlanmış. Papa IV. Pius döneminde ise proje durdurulmuş. Tepede bir kilise ve panoramik şehir manzaralı bir kule de dahil olmak üzere birçok tarihi yer var. Turistlerin birçoğu Venedik veya Floransa’dan günü birlik gezi için gelen gezginler.
BOLOGNA’DA YEMEK ZIYAFETİ
Bologna’nın ‘kızıl şehir’, ‘bilge’ gibi takma adları da var ama Bologna sandviçinin, bolonez sosunun, mortadella sosisinin, pek çok peynir ve şarap çeşidinin doğduğu bir şehir. Şehrin yemek üzerindeki başarısından dolayı ‘şişman’ anlamına gelen ve peynir ile et ağırlıklı mutfağı ifade eden ‘la grassa’ takma adıyla anılıyor.
Bologna, ülkenin en iyi mutfağından birine sahip. Şehrin içindeki sokaklar, akşamın erken saatlerinde yerel olarak üretilen etler ve peynirlerle dolu tabakları paylaşan yerli halk ile tıklım tıklım dolup taşıyor. Bologna’nın en bilinen yemekleri mortadella (Amerikalıların hot dog dedikleri sosisin İtalyan versiyonu), tortelli (bizim mantı) ve Bolognese sosu.
Bologna, özellikle tortellini, lazanya ve tagliatelle olmak üzere, un ve yumurtadan elde edilen taze el yapımı makarnası ile meşhur. Öyle ki mağazaların vitrinlerinde gözünüzün önünde taze taze açılıyor bu makarnalar. Bütün bu yemeklerin ve diğerlerinin Bologna’da icat edildiği söyleniyor. Tarifleri Bologna Ticaret Odası’na bile kayıtlı.
Mercato delle Erbe gibi şehir pazarları, her mağazanın mutfağın bazı yönlerinde uzmanlaştığı yer olan Quadrilatero, özellikle de Via Pescherie Vecchie yöresel ürünleri bulabileceğiniz Bologna’daki başlıca lezzet noktaları… Bar taburelerinin üzerinde hatta bazen kağıt tabaklarda gelen soğuk etler, peynirler ve ekmek gibi antipastiler gerçekten iştah açıcı. Taze yapılmış en iyi tortellini için Via Caprarie’deki ünlü şarküteri Tamburini’yi ziyaret edin.
Lazanya al forno (ıspanaklı lazanya), lazanya Bolognese (tavuk suyunda kıymalı lazanya), tagliatelle al ragu veya gramigna alla salsiccia, Bologna’da ünlü makarna yemekleri.
BOLOGNA’NIN EN İYİ RESTORANLARI
Trattoria Bertozzi: Geleneksel Bologna lezzetleri
Osteria dell’Orsa: Bologna makarna türleri
Osteria al 15: Bologna makarna ve etleri, ricotta peynirli başlangıcı deneyin!
Trattoria la Montanara: Rezervasyon gerekli, lokal yemekler
Michelin yıldızlılar: Bazı restoranlar Michelin yıldızlı ya da Michelin tavsiyeli. I Portici, Michelin yıldızlı tek restoran ama Diana ve Marconi da önerilen restoranlar arasında.
Eatly Bologna: Merkezi bir konumda bulunan Eataly, Bologna’da daha ucuz ve rahat bir öğle yemeği için iyi bir seçenek.
Emilia-Romagna bölgesi, birçok peynirsever tarafından adeta bir tapınak olarak kabul ediliyor. Bologna’da tüm yeme-içme mekanları inanılmaz peynir hizmeti veriyor. İster peynir tabağı, ister yerel peynirle doldurulmuş bir tabak taze makarna olsun, peynire doymama şansınız yok! Özellikle parmesan seviyorsanız, peynirin kralı ‘Parmigiano Reggiano’ Bologna’da bol bol yiyebileceğiniz efsane bir peynir. Fakat Parmigiano Reggiano peynir kralı ise, belki ‘Grana Padano’ da peynir kraliçesi olarak düşünülebilir. Genellikle Parmigiano Reggiano ile karıştırılan Grana Padano, onu benzersiz kılan kendine has özelliklere sahip. Bologna’nın eşsiz peynirlerinden bir diğeri de ‘Formaggio di Fossa’ yani ‘çukur peyniri’.
BİRAZ TATLI ALIR MISINIZ?
Zuppa inglese, Rosolio veya Marsala likörüne batırılmış, muhallebi ve kaka o tozu ile doldurulmuş bir sünger kek ve bir çok yerde karşınıza çıkacak. Çikolata severler, drajeler, çikolata tozuyla kaplı fındıklar ve fındıkla dolu uzun çikolata kubbeleri hazırlayan esnafları görebileceğiniz Roccati’ye gitmeli. Bologna’daki diğer meşhur tatlılar, beze, pirinç keki (torta di riso) ve anason aromalı kurabiyeler. Noel zamanında ‘pampepato di cioccolato’ kekini deneyin.
DONDURMASIZ GÜN GEÇMEZ
Tabi ki Bologna’nın da olağanüstü dondurmasından bahsetmeden olmaz. Hatta Bologna’da dondurmasız gün geçmez. Burada bir dondurma müzesi bile var. Cremeria Funivia’da şehrin en iyi dondurmalarından bazılarını alabilirsiniz. İtalya’daki adı ‘Gelato‘ olan dondurma, dünyanın her yerinden farklı hazırlanıyor, belki de ünü buradan geliyor. En iyi dondurma yiyebileceğiniz yerler: Cremeria Santo Stefano, Gelateria Galliera, Gelateria Gianni.