Bembeyaz kübik evler, volkanik kumlu plajlar ve büyüleyici gün batımları… Santorini, Yunan adaları içinde kesinlikle en romantik olanı. Ünlü ada, sunduğu göz kamaştırıcı panoramik manzaralarıyla yılda bir buçuk milyon turisti ağırlıyor.
Thira ya da Thera olarak da biliniyor Santorini. Milyonlarca yıldır patlayan volkanlarla şekil almış ve hâlâ da almaya devam ediyor. Bugünkü şekli kruvasana benziyor. Zamanında daire şeklindeymiş ancak binlerce yıl önce yaşanan devasa bir patlama adanın merkezinin batmasına sebep olmuş. Bu patlama sonucunda bir kaldera oluşmuş ki bu şimdilerde adanın bu kadar popüler olmasının da sebebi o…
“Kaldera nedir?” diye soracak olursanız, binlerce yıl önce volkanik patlamalar sonucu oluşan deniz gölüne deniyor. Yaşanan patlamalarla deniz kenarları sürekli haritadan silindiği için son yerleşim, adanın batısındaki kaldera uçlarına kurulmuş. Neredeyse uçurum kenarı olacak yükseklikte tepelere kurulmuş olan yaşam alanları bugün turizm ve ticaretin merkezi.
Santorini’de kalınacak en iyi yerler Fira, Oia, Firostefani, Imerovigli ve Akrotiri kasabaları. Hepsi de 300 metrelik kayalıklara tutunmuş bir şekilde kalderanın ve dağın büyülü manzaralarına sahip. Adanın doğu kıyıları ise daha az turistik ama lokal hayatı gözlemlemek için daha uygun. Volkanik kumlu plajlar su sporları yapanlar ve aileler tarafından tercih ediliyor. Ayrıca bu kıyılardaki köylerde çok daha uygun fiyatlı tesisler bulunuyor.
Güneydeki Red Beach ise kırmızı kumsalı ile gezginlerin favorisi. Adanın iç kısımları da, Santorini’nin volkanik topraklarla beslenen ve eşsiz lezzetler sunan üzüm bağları ile dolu. Dünyaca ünlü şaraplar bu bağlardan alınan üzümlerden elde edilmekte.
ATLANTİS İDDİASI
Bazı bilim insanları Santorini ile Platon’un ünlü efsanesi kayıp Atlantis adası arasında bir bağlantı olduğunu iddia ediyor. Ünlü Yunan filozof Platon’a göre bir zamanlar Atlantis adında, ideal devlet fikrini yansıtan özel bir ada varmış. Atlantis, denizler tanrısı Poseidon’a, ölümcül eşi Cleito’ya ve onun çocuklarına aitmiş. Poseidon’un evi adanın merkezindeymiş. Ada her yönüyle görkemliymiş ve yıllar içinde mükemmel bir gelişim göstermiş. Sakinleri de yıllarca mutlu yaşamış.
Ancak her zaman olduğu gibi bu gelişim ve aşırı zenginlik beraberinde kibir ve açgözlülük getirmiş. Asya ve Avrupa’yı fethetmeye karar vermişler. Ancak, başlattıkları bu savaşta Atinalılar tarafından mağlup edilmişler. Zeus ve mitolojik tanrıların geri kalanı dünyayı kurtarmak için tüm adayı batırmaya karar vermiş ve Atlantis sonsuza dek kaybolduğunda, güçlü bir deprem ve sonrasında sel meydana gelmiş.
STROGILI NASIL SANTORINI OLDU?
Strogili, Yunanca’da ‘yuvarlak’ anlamına geliyor ve Santorini M.Ö. 3 binli yıllarda şeklinden dolayı bu şekilde adlandırılmış. Akrotiri’de önemli bir liman ile şehir kurulmuş hatta çok da gelişmiş ama büyük bir depremle her şey yerle bir olmuş. M.Ö. 1600’lü yıllarda ise bilinen dev volkanik patlamayla, ada yuvarlak şeklini kaybetmiş.
M.Ö. 1300’lü yıllarda Fenikeliler ile yeniden kurulan adaya güzelliğinden ötürü ‘en güzel’ manasına gelen Kallisti adı verilmiş. M.Ö. 9 yüzyılda yaşayan Dorlar tarafından ise, kralları Theras’ın adından ötürü adaya Thera denmiş.
Romalılar ve Bizanslıların ardından 1579’dan 1821 yılına kadar ada Türk egemenliği altında kalmış ve Türkler muhtemelen adadaki çok sayıda yel değirmeni nedeniyle buraya ‘küçük değirmen’ anlamına gelen Dermetzik adını vermişler.
Haçlı Seferleri’nin ardından ise Venedikliler buraya Saint İrene Kilisesi’nin İtalyan ismi olan Santa İrini’den türeyen Santorini demeye başlamışlar. 1912 yılında Santorini, Yunanistan’a katılmış.