İzlanda yolculuğumuzun dördüncü günümüzde rotamız dünyanın en kuzeyindeki başkent olan Reykjavik şehrine yöneldi. Dört gün boyunca, Kirkjufell Dağı ve Şelalesi, Reynisfjara – Black Sand Beach ve Dyrhoaley lav plajları, Vatna buzulu, Jökullsarlon buzul gölü ve Diamond Beach ziyaret ettiğimiz yerlerdi.
Hava ne yazık ki yağışlı oldu için Golden Circle rotamızı bir sonraki güne bıraktık. Çünkü hava durumu en son günümüzü güneşli gösteriyordu. Nitekim ertesi gün doğru karar verdiğimizi anlayacaktık.
Reykjavik gezimizi tamamladıktan sonra biraz alışveriş yapıp, akşamüstü saatlerinde iki gece konaklayacağımız, Reykjavik şehrine on kilometre uzaklıktaki Harfnarfjördur şehrine geldik. Eve giriş yapmadan önce Viking Hotel’e ya da diğer deyişle Viking Köyü’ne hızlı bir bakış attık. Viking Köyü dediğime bakmayın aslında gerçek bir köy yok ortada. Restoran ve otel kompleksine bu adı vermişler. Restoran akşam 18.00’de açılıyor ve Viking kıyafetli kız ve erkek garsonlar servis yapıyor. Ayrıca canlı müzik de var.
Geldiğimizden beri kapalı ve karanlık olan havanın akıbetiyle çok arzu ettiğimiz fotoğrafı çekemedik. Burada da aynı şekilde oldu. Zaten her yer siyah, hava da kapalı olunca fotoğraflar kapkaranlık!
Hotel Viking, sizi tarih öncesine götüren bir otel. Girişte Vikinglere ait eşyalar ile çeşitli sanat eserleri var. Bu eserler İzlanda, Grönlandve Faroe adalarından gelmiş. Dışarıda Pagan kültürünü temsil eden ahşap süslemeler var. Birinci kattaki odaların dekorasyonu Viking tarzında, ikinci katında ise Batı İskandinav teması ile döşenmiş. Burayı merak ettiyseniz haydi buyrun Youtube videoma…
Buraya hızlıca bir bakış attıktan sonra evimize geçtik. Airbnb sitesinden kiralanmış evimiz gerçekten çok konforluydu. Başlangıçta ev sahibinin katı kuralları bizi biraz şaşırttı ama eve girince buradaki düzen ve temizliği korumak için bu kurallara ihtiyaç olduğunu anladık.
Evdeki ufak detaylar ve bizim için yaptığı küçük düzenlemeler hoşumuza gitti. Hoş geldiniz demenin güzel bir yolu bence…
Evin detayı için youtube videoma göz atabilirsiniz.
Hafnarfjördur İzlanda’nın Gizli Mücevheri
Minik bir liman şehri olan Hafnarfjördur, 30.000 kişiyle İzlanda’nın üçüncü büyük şehri olan gizli bir mücevher. Hafnarfjördur yöresel yemekler, jeotermal havuzlar, pek çok aktivite ile her yıl düzenlenen Viking festivali ve Noel pazarına ev sahipliği yapıyor. Her şeyden önce, bu şehir doğallığı ile İzlandalıların yöresel yaşam tarzını deneyimleme şansı sunuyor.
Reykjavik’ten sadece kısa bir mesafede, ancak tamamen kendine özgü bir kişiliğe sahip olan Hafnarfjördur küçücük bir sahil şehri. Vikingleri hatırlatan pek çok obje her yerde karşınıza çıkıyor.
Hafnarfjördur, lav oluşumlarına yakınlığı nedeniyle ‘lavlardaki şehir’ olarak da biliniyor. Bu çarpıcı özelliğin yanı sıra bir liman, kafe ve galeriler ile gelişen bir kültürel yaşam var.
Hafnarfjördur’da bir gün nasıl geçirilir
Biz tercihimizi Reykjavik’teki Blue Lagoon’a girmekten yana kullandık ama güne başlamak için Hafnarfjördur’da bulunan üç havuzdan birine dalmak da iyi bir yol. Ilık bir jeotermal suda yüzmek İzlanda’yı ziyaret etmenin ‘olmazsa olmazlarından’!
Hafnarfjördur Müzesi sergileri gezmek için ziyaret edilebilir. Sergilerden biri şehrin tarihini anlatırken, diğeri çocuklar için antika oyuncaklar sunuyor.
Ata binmek, Krýsuvík bölgesine araçla bir gezi yapmak, kuş yaşamlarıyla ünlü Krýsuvíkurbjarg kayalıklarını ziyaret etmek burada yapılacak aktiviteler içinde sayılabilir.
Elflerin Gizli Dünyası
Hafnarfjördur, İzlanda’nın en büyük elfler, cüceler ve diğer mistik varlıklı yerleşim yerlerinden biri olmakla ünlü. İzlandalılar bu topluluklara ‘Hidden Folk’ adı veriyorlar yani ‘Gizli Halk’! Asırlık inanışa göre, bu tür varlıklar kent merkezinin bir parçasını oluşturan kayalarda bulunduğunu söylemekte.
Saga adını verdikleri efsaneleri içeren kitapları hala okuyorlar. Hatta Vikinglerin dilinden… Bin yıl önce atalarının dili bugün hala bozulmamış ve ilkokula giden bir çocuk dahi bu kitapları ya da belgeleri okuyabiliyor.
Her ne kadar elflerin sadece altıncı hisleri gelişmiş, önsezi sahiplerine görünür olduğunu düşünüyorlarsa da pek çok İzlandalı varlığına inanıyor. Gerçekten de bu inancı destekleyecek, yeni yol ya da evlerin yapımı sırasında yaşanan tuhaf olayların yaşandığı hikayeler var. Aynı zamanda eğer bir yeni yol yapımı ya da inşaat yapımı sözkonusuydu ise ve orada elflerin yaşadığına inanıyorlarsa kesinlikle ya inşaat duruyor ya da yönü değişiyor. Hatta bir keresinde durdurulan inşaat, elflerin göç etmesiyle yeniden yapılma başlanmış. İnanmazsanız bu konudaki haberi The Guardian gazetesinden okuyabilirsiniz. 🙂
‘Gizli Halk’a Hafnarfjördur’de inanıldığı kadar belki de İzlanda’nın hiçbir yerinde inanılmıyordur. Hatta Hamarin Tepeleri‘ndeki Hellisgerdi Parkı’nda bu gizli halkın kraliyet üyelerinin yaşadığına inanıyorlar ve buraya turlar düzenleniyor. Yol boyunca, rehber, büyülü gizli dünyalara ait eski halk hikayelerini ve kasabanın bu halk ile nasıl uyum içinde yaşadığını anlatıyor.
‘Gizli Dünyalar Turları’ yaz aylarında, salı ve cuma günleri 14:30 civarında yapılıyor ve yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Şahsen ben gitmek isterdim! 🙂
Elf Bahçesi ve Vikingler
Hellisgerdi Park, Hafnarfjördur’da küçük, güzel bir lav parkı. Elfler, huldufolk (gizli insanlar) ve cüceler ile tanınan büyülü bir bahçe. Elf Bahçesi, bu varlıkları bilen ve elflerin ziyaret edilip tanıtıldığı parkın etrafında ‘Elf yürüyüşleri’ sunan yerel bir aile tarafından işletiliyor. Parktaki küçük Elf Evi, elf temalı sanat eserleri ile parkta küçük bir turist ofisi. Elf kahvesini ve gizli dünyadan diğer içecekleri deneyebilirsiniz.
Viking kültürü ise Hafnarfjordur’da kök salarak yaşatılmakta. Fjörukrain yani Viking Köyündeki restoranda Viking atmosferi yıl boyunca hissediliyor, özellikle de festival zamanlarında…
Hafnarfjördur’da Viking Festivali genellikle Haziran ortasında yapılıyor ve 17 Haziran’da sona eriyor.
Biz elfleri göremedik 🙂 Oteldeki Viking heykelleri ile idare ederek evimize geri döndük. Ertesi sabahsatt 09.00’a Blue Lagoon için rezervasyon yaptırmıştık, geceyi dinlenerek geçirmeyi tercih ettik.
