Bolonez sosa ismini veren, dünyanın en eski üniversitesini içinde barındıran, Eğik Kuleleri’yle sizi şaşırtan ve dünyanın en güzel dondurmasını ikram eden İtalyan şehri Bologna! Haydi yakından tanımaya ve bir Bologna turu atmaya var mısınız?

“Vizem var” diyorsanız, havayolu şirketlerinin kampanyalarından birini yakalayıp, yeni bir yer keşfederek nefis bir hafta sonu geçirmeye ne dersiniz? İtalya’nın kuzeyinde yer alan Bologna, neredeyse bir buçuk saatte ulaşabileceğiniz ve iki günde keyifle gezebileceğiniz harika bir Roma dönemi şehri.
Bologna, Kızıl Şehir lakabını hem binalara rengini veren kırmızı tuğlalardan, hem de sol siyasi görüşü benimsemesinden dolayı almış. Tarihin en eski üniversitesine de ev sahipliği yapan bu şehir, Bolonez sosuyla, Neptün Çeşmesi’yle, katedralleri ve saraylarıyla adeta bir açık hava müzesi.
Şehir, Emilia-Romagna bölgesinin başkenti ve İtalya’nın zengin şehirlerinden biri. Bologna’ya iniş yaptıktan sonra, havalimanından tren istasyonuna kalkan otobüslerle yolculuğunuza başlayabilirsiniz. Tren istasyonunda diğer şehirlere de bilet alarak Venedik yönüne ya da Toskana bölgesine doğru yolculuğunuzu uzatabilirsiniz. 

KEŞİF ZAMANI
İstasyondan yürüyerek, Park of Montagnola‘yı geçip, Via dell’Indipendenza caddesinden şehri keşfe başlayabilirsiniz. Eğer cuma ya da cumartesi günlerinden birine rastgeldiyseniz, yolunuz sizi Piazza dell’8 Agosto‘daki (8 Ağustos Meydanı) pazara çıkaracaktır. Çantadan ayakkabıya, giysiden şarküteriye ne isterseniz bulacağınız bu pazarda kendinizi kaybetmeniz mümkün. Via dell’Indipendenza, sizi doğrudan Piazza Maggiore ve şehrin sembolü olan Neptün Çeşmesi‘ne çıkarır. 

Bu çılgın mitolojik kahramanın adını alan çeşme, 1563-1566 yılları arasında yapılmış. Salaborsa Kütüphanesi, Palazzo D’Accursio, Palazzo dei Notai, San Petronio Bazilikası, Palazzo del Podesta ve Palazzo Re Enzo meydanın etrafını kuşatan tarihi yapılar.
Eğer gün batımı saatlerine denk gelirseniz, güneşin bu tarihi eserler arasından süzülüşüne ve Neptün heykelinin gölgesinin Palazzo Comunale üzerine nasıl yansıdığına tanık olabilirsiniz.
Salaborsa Kütüphanesi, 19’uncu yüzyılda şehrin ekonomi merkezi iken bugün kültür merkezi haline gelmiş. Piazza Maggiore’ye yerel halk kısaca ‘Piazza‘ der. Palazzo D’Accursio, 13’üncü yüzyıldan beri belediye binası olarak kullanılmakta. İçerisindeki salonları gezmek ve meclis üyelerinin şık toplantı alanlarını görmek ayrı bir keyif. Özellikle de ‘Kırmızı Salon’u görmek!
San Petronio Bazilikası, doğu bölümü 1561’de üniversiteye çevrilince, Roma’daki St. Peter Bazilikası’nı geçememiş olsa da halen dünyanın beşinci, Bologna’nın ise en büyük bazilikası. Dışından pek şaşaası belli olmasa da içi müthiş. 1663’te yapımına başlanmış ve yapımı 300 yıl kadar sürmüş ve neredeyse daimi olarak bakım altında. Piazza’dan Via dell’Archiginnasio’ya doğru devam ettiğinizde Bologna’nın şık mağazalarına ulaşabilirsiniz. Yolun devamında Museo Civico Archeologico (Arkeoloji Müzesi) karşınıza çıkacaktır. Etrüks, Roman eserlerini ve Mısır koleksiyonunu da görebilirsiniz.
Palazzo dell’Archiginnasio, aynı zamanda Bologna Üniversitesi’nin meydanı. Bologna Üniversitesi, 1088’de Batı’da kurulan en eski üniversite. Archiginnasio ise Bologna Üniversitesi’nin ilk ders verildiği yer. 

YEREL PAZARDAN ALIŞVERİŞ
Bologna’nın tarihi güzelliklerini gördükten sonra, muazzam lezzetlerini de keşfe başlayabilirsiniz. Bence bir şehri yaşamanın en güzel yolu onun yerel pazarlarını keşfetmektir.

Piazza Maggiore’ye dönüş yapıp oradan Quadrilatero bölgesine geçtiğinizde, sağlı sollu daracık sokaklarda lezzet turuna başlayabilirsiniz. Buradaki eski yiyecek dükkanları aklınızı başınızdan alabilir, özellikle de peynir düşkünüyseniz…
Bologna’nın lokal lezzetlerini bulabileceğiniz atlanmaması gereken üç yerel lezzet çarşısından biri Mercato di Mezzo çeşit çeşit ev yapımı makarnalar, taze meyve sebzeler, Adriyatik denizinden gelen taze balıkları yemeseniz bile görmeye, gezmeye değer. Atti, Tamburini, Simoni ve Eataly ünlü dükkanlarından…
Bu molanın ardından, şehrin geri kalanını keşif için devam ettiğinizde, Via Castiglione’den Via Santo Stefano’yo dönüp, Piazza Santo Stefano’da Santo Stefano Bazilikası’nı ziyaret edebilirsiniz.
Piazza’lar yani meydanlar İtalyan şehirlerinde sosyalleşme anlamında çok önemli ve Bologna da bu şehirlerden biri. Meydandan Corte Isolani ve Strada Maggiore’yi takip ettiğinizde Eğik Kuleler ‘Asinella’ ve ‘Garisenda’ karşınıza çıkacaktır.
11. yüzyılda yapılmış olan bu kuleler Bologna’nın simgesi niteliğinde. Eğer gözünüz keserse 498 basamakla Asinelli’nin tepesine çıkarak, Bologna’yı tepeden de izleyebilirsiniz. Çıkarken nefesiniz kesilse de, çıktığınızda Bologna’nın kızıl çatıları ve şehrin etrafını çevreleyen yeşillik bu yorgunluğa değer!
Yeniden yollara düşmeden önce muhakkak yapmanız gereken şey, Via San Vitale’nin hemen başında, kulelerin hemen dibindeki Gelateria Gianni‘de dondurma yemek olmalı! Herkes gibi benim de favorim ricotta peynirli olanı.
Dondurma molasının ardından, Via Zamboni’den yola devam edip, Yahudi gettosunu görebilirsiniz. Via Zamboni, aynı zamanda ana üniversite caddesi. Yol üstünde Teatro Comunale (Şehir Tiyatrosu) ve birçok üniversite müzesini bulabilirsiniz.
Via Zamboni’den Via Indipendenza’ya doğru dönerek turu tamamlarken, hiç beklemediğiniz bir Bologna karşınıza çıkar. 200 yıl öncesine kadar açık olan kanallar! Bu küçük Venedik görüntüsü ile yeniden Via Indipendenza’ya dönerek, kısa ama keyifli Bologna turunu tamamlayabilirsiniz. 

YAKIN KENTLERE YOLCULUK
Eğer fazladan bir günüm daha var derseniz, Bologna’dan sadece yedi km uzaklıkta olan eski Roma kentlerinden Dozza‘yı mutlaka ziyaret edin. İnanılmaz keyifli olan bu kasabada bir değişiklik yapmışlar ve evlerin tüm duvarları iki yılda bir yapılan etkinlik ile sanatçılar tarafından yapılan eserlerle adeta bir açık hava sergisine dönüştürülmüş.
Ravenna ise Bologna’ya yakın bir diğer kent. Önemli özelliklerinden biri 527-565 yılları arasında Doğu Roma İmparatoru Justinyen’in doğu ile batıyı birleştirme isteğiyle Ravenna’nın Konstantinopolis yani İstanbul ile birleşerek adeta kardeş şehir olması. İstanbul’a gidip Ayasofya’yı görüp hayran olan Aziz Vitale’nin öncülüğünde yapılmış olan Bizans Kilisesi San Vitale Kilisesi‘ni ziyaret etmelisiniz.

MAKARNA YİYİN, KAHVE KEYFİ YAPIN
Tüm seyahatlerde olduğu gibi şehir turuna turizm ofisinden harita ve bilgi alarak başlamalısınız. Havalimanından ya da Piazza Maggiore’den bu bilgileri edinebilirsiniz. 
 Bologna Welcome Card alarak 48 saat boyunca tüm müzelere ücret ödemeden girebilirsiniz. 
 Tamburini’de ‘Spaghetti Bolonese’ yiyin. 
 Söylentiye göre Bologna’da yağmur yağsa ıslanmazmışsınız! Sebebi sokakların dar ve binaların yüksek oluşu. İşte bu bölgede dar sokaklarda bulunan peynircileri, manavları, kafeleri görmeden geçmeyin. Mercato Di Mezzo, Mercato delle Erbe ya da Mercato della Terra’ya girerek Bologna’nın spesiyali tortellini ve mortadella yiyebilirsiniz. 
 Evinize 131 yıllık dükkan Paolo Atti & Figli’den ev yapımı makarna götürün.

FATOŞ PUR

Sabah Tatil eki – 14.06.2015

Yazı için: https://www.sabah.com.tr/turizm/2015/06/14/kizil-sehir-bologna

Kızıl-Sehir-Bologna
Kızıl Şehir Bologna

20150614_115456 20150614_115517

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.