Fransa’da uçsuz bucaksız üzüm bağlarıyla şekillenmiş Alsace (Alsaz) yolu, rengarenk evleriyle ünlü köylere ve kasabalara ulaştırır sizi. İşte bu kasabalardan biri de Alsace’ın incisi olarak anılan Colmar.

Colmar, Fransa’nın doğusunda, Ren nehrinin batı yakasında Alsace-Lorraine olarak bilinen bölgede yer alıyor. Kasabaya girdiğinizde kendinizi adeta Hansel ve Gratel masalının içinde buluyorsunuz. Kanallar, kibrit kutusu gibi sıra sıra dizilmiş renkli evler, camlarından çiçekler fışkıran pencereler…


Komşuları Almanya ve İsviçre‘nin kültüründen etkilenmiş, neredeyse bin yıllık Avrupa tarihini içinde barındıran bu özel kasaba hakkında bilmeniz gerekenler ise şöyle:
Almanya, Fransa ve İsviçre’ye çıkış kapısı bulunan Basel Havalimanı‘ndan Colmar’a gitmek için Fransa kapısından çıkmak gerekiyor. Sonrasında trenle kasabaya varmak bir saat sürüyor.
Bir günde gezebileceğiniz kasabadaki turunuza Küçük Venedik‘ten başlayabilirsiniz. Buradaki kanallarda tekne gezisi yapılabiliyor. Gezi boyunca size nehrin iki yanındaki rengarenk evler, Rönesans döneminden kalma yapılar ve her yerden sarkan çiçekler eşlik ediyor.

Ortaçağ’da gümrük ve göçmen bürosu olarak kullanılan Koifhus, bugün bir müze. İçeride Fransa’nın bu bölgesine ait kostümler, el sanatları örnekleri bulunuyor.

Unterlinden Müzesi birçok değerli ressamın ve heykeltıraşın eserlerine ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda bölgeye has seramikler, mobilyalar ve takılar da sergilenenler arasında.

Eskiden tabakhane olan Tanneurs Quartiers, şimdi restoran ve kafelere ev sahipliği yapıyor. Bölgenin tipik evlerinin en güzel örnekleri burada yer alıyor.
Yapımı 17. ve 18. yüzyıla dayanan tüm bu evlerin özelliği ahşabın sadece cam kenarlarından değil, duvarların içinden de geçiyor oluşu.

CIVIL CIVIL BİR MARKET

1537 yılında şapkacı Ludwig Scherer tarafından yapılan Pfister Evi, Rönesans’ın ilk örneklerinden denilebilir. İki katlı, köşeli, duvar resimleriyle süslü ve şimdilerde Colmar’ın sembollerinden biri olan evin adı, 1841’den 1892 yılına kadar burada yaşayan aileden geliyor.

Colmar’ın ünlü pazarı,1865 yılında tuğla ve metal çerçeve ile inşa edilen binanın içinde yer alıyor. Bugünkü orjinal haline 2010 yılında kavuşmuş. Çeşit çeşit etler, peynirler, deniz ürünleri ve taze meyve-sebze ürünlerini ister alın, ister gezip sadece fotoğrafını çekin ama marketin cıvıl cıvıl havasını solumak için mutlaka uğrayın.

The Ecomusee d’Alsac, bir açık hava müzesi. Colmar’ın biraz dışında ve UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne girmiş. Bölgenin kırsal hayatını ve geleneksel evlerini gözler önüne seren 70 evde dönem dönem çeşitli aktiviteler de düzenleniyor.

Colmar’da her şey o kadar güzel ve lezzetli ki, muhtemelen pek çok şeyden evinize ve sevdiklerinize götürmek isteyeceksiniz. Ben en çok Alsace’da üretilen seramik tabak çanakları beğendiğimi söylemeliyim.

PEYNİRİ VE SİMİDİ MEŞHUR
Colmar, kanalları, evleri, çiçekli pencereleriyle bir masal diyarı olsa da güzelliği bunlarla sınırlı değil. Malum şarap yolu üzerinde olmasından dolayı, özellikle beyaz şarapları çok meşhur. Bunun dışında, ördek ciğeri, baeckaoffe adı verilen et yemeği, munster peyniri ve bretzel adlı simitleri de ünlü.

Sabah Gazetesi Tatil Eki
Giriş Tarihi: 26.8.2018
 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.