‘Ordu’da ne yenir?’ derseniz elbette sizi bir Karadeniz mutfağı karşılar. Sabah kahvaltısında mısır unu yağlaşı, galdirik otlu omlet, Ordu’nun akasya balı ve pekmezi olmazsa olmazlardan. Karalahana Ordu’da pancar olarak geçiyor. Meşhur Pancar çorbası her yerde karşınıza çıkar. Mısır ekmeği ile servis edilen çorba, tam bir Karadeniz lezzeti.
Karalahana ya da Ordu dilinde pancarın sadece çorbası değil, dolması, diblesi (kara lahananın dip kısımlarının pirinçle kavrulmasıyla yapılan bir salata) de Ordu mutfağının gözdelerinden.
Galdirik, bahar aylarında gölgelik su kenarlarında ve nemli yerlerde yetişen ve Karadeniz mutfağında çok kullanılan bir bitki türü. Turşusundan mıhlamasına (Ordu’da yağlaş deniliyor), kavurmasına kadar pek çok yemeğin içine giriyor.
Mısır unu Yağlaşı, mısır unu ve uzayan peynirle yapılan ve kahvaltılarda sıcacık mayalı ekmekle ve mis gibi çayla yenildiğinde lezzetine doyum olmaz. Bazen beyaz un ile yapılsa da, orijinali mısır unu ile yapılan.
Mısır ekmeği, tabi ki tüm Karadeniz gibi Ordu’da kahvaltıdan akşam yemeğine kadar tüm sofralarda yerini alıyor.
Genel olarak anlattığım bu lezzetleri Ordu gezim sırasında nerelerde yedim derseniz ilk lezzet durağım Asarkaya Kent Ormanı oldu. Ünye-Fatsa yolu üzerinde, Orman İşletme Müdürlüğünce ağaçlandırılmış mesire ve piknik alanında, yaylaların binbir otuyla beslenmiş kuzu etiyle kendin pişir, kendin ye usulu mangal yapabilirsiniz.
Aybastı Perşembe Yaylası, neredeyse 9 asırdır her yıl Temmuzun üçüncü haftasında Yayla Şenlikleri ile binlerce yerli ve yabancı turiste kucak açıyor. En güzel koyun kırpma, en güzel peynir, en güzel koç gibi yarışmalara ve yağlı güreşlere sahne olan yaylada bir Kent Ormanı var. Yeni hizmete açılan bungalovlar ile artık şenlikler için gelenler uzaklarda konaklama aramayacaklar. Aynı zamanda koyun ve kuzu eti ve manda yoğurdu çok lezzetli. Gerçi yaylalarda otlarken gördüğünüz sevimli koyun ve kuzuların, pişirilip önünüze getirilmesi biraz üzücü de olabiliyor. 🙁
Tabi Karadeniz’e gelip de, pidesini unutmamak lazım. Gittiğiniz her yerde bulabileceğiniz pideyi ben Aktaşlar‘da yedim. Aynı zamanda dünya mutfağı da sunan bu müessesede, neredeyse her şeyli olan pide ile pancar çorbası sanırım buranın Ordu’ya özel yemekleri arasında sayılabilir.
Çekiçoğlu Gözleme evi, adeta Ordu’nun tepesinden bir teras açmış kendine. Burası bir aile işletmesi ve Ordu’nun sonsuz yeşiline karşı turşu, ayran ve gözlemenin lezzetine diyecek yok.
Çambaşı Yaylası, bir kaç alabalığı çiftliği barındırıyor. Ertaş Alabalık Çiftliği, bizim durak noktamız oldu. Pancar çorbası, salata, lahana turşu kavurması, alabalık ve fındıklı sütlaç mönüsü ve hemen yanından akan deli nehirle bende güzel anılar bıraktı.
Yol üstünde, pek de aklınıza gelmeyecek bir lezzet daha var Ordu’da… Kabataş ilçesinde, küçücük bir ev yemekleri lokantasında Antep’i aratmayacak bir künefe çıkıveriyor karşınıza. Ben çeyreğini yedim ama devamında aklımın kaldığını da itiraf etmem gerek.
Gezimin son günündeki son durağım ise, Atabeyoğlu Lezzet Çiftliği. Ordu merkezde, son derece modern döşenmiş ancak tatları geleneksel adı üstünde bir lezzet çiftliği… Masaya gelen mısır ekmeği, fırında köy eriştesi, lahana turşusu, pide gerçekten oldukça başarılıydı. Sonunda gelen Tramisu ise, globalleştiğimizin bir göstergesiydi sanki… 🙂
Bu güzel beldenin ne lezzetlerini, ne de güzelliklerini anlatmaya ne kelimeler yeter, ne de yazmaya kalemler… Görmek ve yaşamak lazım. Bu yüzden yolumuzu mutlaka Karadeniz’in bu eşsiz şehrine çevirelim ve özellikle yaz döneminde yayla şenliklerini kaçırmayalım.
Bizler Ordu Valiliği davetiyle, Orduda Zaman Projesi dahilinde bu güzellikleri görme şansına sahip olduk. İşte bu harika gezinin organizasyonunu yapan, harika görüntülerle bu videoyu çeken ve hazırlayan gezgin arkadaşımız Gezginin Ayak İzleri blogundan Orduda Zaman videosu…