Yolunuz Paris’e düşer ve 1 günlük kaçamak yapmak için vaktiniz olursa, hele bir de hava güneşliyse mutlaka Monet’nin evini görmeye, Giverny‘e uğramanızı öneririm. Ben de fazladan bir cumartesi gününü ekleyince seyahat planıma, Paris‘ten 80 km uzaklıktaki bu Fransız köyüne, St-Lazare istasyonundan Vernon’a 45 dakikada giderek ulaştım.
Vernon bölgesinde, Seine Nehri‘nin hemen yanındaki Giverny tipik bir Normandiya köyü. Avrupa köylerini evel ezel severim zaten. Eski taş evler, Arnavut kaldırımlı sokaklar, balkonlardan sarkan çiçeklerle bence çok romantikler ve Giverny de bu köylerin güzel örneklerinden biri.
Trenden iner inmez kime sorsanız sizi Rue Claude Monet’den Claude Monet’in Evi’ne yönlendiriyor. Arnavut kaldırımlı yol boyunca da sağlı, sollu taş evleri görüyorsunuz. Sanat galerileri, oteller, cafeler, şarap ve peynir satan dükkanlar ve her zaman önlerinde olan bisiklet sizi karşılıyor bu yol boyunca…
Giverny denince akla ilk gelen Claude Monet oluyor. 1840’da Paris’te dünyaya gelen Claude Monet 1883 yılında ikinci eşi Alice ve 8 çocuğuyla Giverny’e yerleşmiş. Önce kiralayıp daha sonra satın aldığı bu bahçe tam 43 yıl boyunca eserlerine ilham kaynağı olmuş. Bu gün ise Monet ve Giverny adeta özdeşleşmiş. Sakin bir köy olan Giverny bugün tüm sanatseverlerin adeta hac durağı olmuş durumda.
Moneti’in evine geldiğinizde, bir sanatçının gözünden bir evin ve bahçenin ne kadar güzel anlatılabileceğini görüyorsunuz. Buraya gediğimde herkes gibi beni de en çok etkileyen bahçesi oldu. İnanılmaz bir özenin göstergesi olan bu bahçede, çiçekler renklerine göre ekilmiş. Yani aynı renkteki çiçekler yan yana, turuncular turuncularla, sarılar sarılarla… Burada yaşadığı dönemde Empresyonist Okulu‘nu da kuran Monet, bahçesinden esinlenerek önce ‘Ot Yığınları‘, daha sonra ise ‘ Zambaklar‘ serisini resmetmiş. Empresyonist yani İzlenimcilik terimi Monet’nin ‘Gün Doğumu‘ adlı eserinden gelmektedir. Monet, resimlerinde fırça darbeleriyle oluşturduğu değişik renklerde noktalarla istediği izlenimi uyandıracak renk ve ışık etkisini yaratmayı başarmıştır.
Bugün senede yarım milyon turist ağırlayan bu bahçe iki bölümden oluşmakta: Clos Normand adındaki çiçek bahçesi ve Japon bahçelerinden ilham alınarak yaratılan su bahçesi. Clos Normand, renklerine göre ayrılmış, sıradan bitkilerle en nadir çiçeklerin yan yana, bir perspektif ve simetri içinde ama serbestçe yetiştiği bir bahçe. Monet, ‘ bütün paramı bu bahçeye yatırdım ama çok mutluyum’ demiş. Görünce ne kadar haklı olduğunu anladım.
Su bahçesi ise, yan arsanın alınmasıyla bahçeye sonradan katılmış. Japon bahçesinden esinlenilerek yapılmış bu bahçeyi, suni gölü ve nilüferleri gördüğünüzde aklınıza hemen Monet’in 43 milyon dolara satılan en ünlü eserlerinden ‘Nilüferler‘i ve 80,4 milyon dolara satılan ‘ Nilüfer Havuzu‘ tabloları gelir.
43 yıl boyunca bu evde yaşayan Monet, yıllar içinde evini kendinin ve ailesinin mutlu olacağı şekilde restore etti. Başlangıçta küçük olan bu ev, eklentilerle bu gün 5 metre eninde ve 40 mt boyundadır. Evinin yanındaki ahşap ahırı kendisine stüdyo yaptı. Renkleri çok seven Monet, evinin her odasında ayrı bir renk kullandı. Misafirleri için sarı renkli büyük bir yemek odası ve onunla bir armoni içinde olacak mavi renkli büyük bir mutfak tasarladı. Kızlarına pembe renkli odalar verdi. Başlangıçta gri boyalı olan pencereleri yeşile boyayarak masal evini tamamladı.
Monet’nin ölümü sonrasında, mali çöküntüler yüzünden yavaş yavaş bozulmaya başlayan ev ve bahçe, sonrasında varlıklı Amerikalı Walter Annenberg’ın cömert bağışları sayesinde restore edilmesinin ardından turistler için adeta bir mıknatıs haline gelmiştir.
Öneriler:
- Rehberli bir tur alabilirsiniz ama bu küçük köyde kaybolarak keşfetmek bence daha eğlenceli. Gitmeden önce bilgi sahibi olarak ya da alacağınız broşürlerden Giverny ve Monet’in evi hakkında bilgi sahibi olup, yürüyerek ya da biziklet kiralayarak bu köyü ve evi gezmenizi öneririm.
- Tepelerden Seine Vadisi ve komşu kasaba Vernon’ un manzaralarını izleyin.
- Monet’nin Evi’nin hemen yanında bir restorant var. Ancak fiyatlar turistik ve çok kalabalık. Bu yüzden ara sokakları tercih etmenizi ya da piknik yapmanızı öneririm.
- Foret de Bizy, Giverny’nin hemen yanında keyifli bir yürüyüş ve piknik yapabileceğiniz harika bir yer
Giverny’de Görülecek Yerler:
- Monet’nin Evi ve bahçeleri
- Giverny Empresyonism Müzesi (The Musée des Impressionnismes Giverny )
- Doğal Mekanik Müzesi (The Natural Mechanical Museum )
- Otel Baudy ( The Hotel Baudy )