Oslo’nun silüeti bugün vinçlerle dolu gibi gözükse de, hızla büyüyen bu metropol aynı zamanda dünyanın en büyük yeşil şehirlerinden biri. Kent çok sayıda pastoral parka sahip ve merkezden sadece birkaç dakika uzaklıkta Oslo fiyortlarının su yolları, adaları Nordmarka’nın kayak pistleri ve ormanları yer alıyor.
Oslo’nun tarihine karanlık dönemler hükmetmiş. Ama buna rağmen her defasında yeniden inşa edilmiş, hızlı dönüşümler yaşamış. Son olarak 1969’da Norveç’in Kuzey Denizi’ndeki kıta sahanındaki Ekofisk petrol sahasının keşfi ülkenin ve şehrin kaderini değiştirmiş. Ekonomi büyük bir gelişme ile patlamış.
Christiania dönemi boyunca çeşitli yazarlara ev sahipliği yapan Oslo, tarih boyunca yaşadığı değişimlerin sonucunda bugün Kraliyet Sarayı, Parlamento Binası, Oslo Üniversitesi, Ulusal Tiyatro, Oslo Borsası gibi önemli simgeler ile popüler bir turizm noktası.

FİYORTLARDA YÜZEN BİR BUZUL
Bygdoy Yarımadası’nda Viking Gemileri ile deniz müzeleri, 200’den fazla heykelin sergilemesi ile ‘Dünyanın En Büyük Heykel Parkı’ ünvanını kazanan Vigeland Heykel Parkı, denize yansıyan görüntüsü ve modern mimarisiyle Opera Binası, Astrup Fearnley Müzesi, Oslo Katedrali, Nobel Barış Binası, bohem Grünerlokka mahallesi, 18. yüzyılda yapılmış İskandinavya’ya özgü rengarenk çatılı küçük ahşap evleri ile Damstredet mahallesi ve Karl Johans Caddesi, Oslo’da gezilecek yerler listesinin başında geliyor.
Kentin hızla gelişmekte olan rıhtımının merkezinde, İskandinavya’nın en ikonik modern binalarından biri olarak kabul edilen görkemli Opera Binası bulunuyor. Ve Oslo fiyortlarında yüzen bir buzula benziyor. Mimari bir deneyim olan bu modern olan binayı tam olarak anlayabilmenin en güzel yolu rehberli bir tur satın almak.
Vikingskipshuset yani Viking Gemi Müzesi, Vikinglere ait üç önemli gemi ve pek çok eşyayı sergiliyor. Müzede, 19. yüzyılın sonlarında Oslo fiyordlarında keşfedilen ve güzelce restore edilen Oseberg, Gokstad ve Tune adı verilen üç gemi ile Vikinglerden kalan eserler sergilenmekte.

ÇARPICI VIGELAND ESERLERİ

2013’te açılan Ekebergparken, Oslo’nun çağdaş bir açık hava sanat müzesi. Fiyort ve şehir manzarası sunan parkta, Louise Bourgeois, Jenny Holzer, Tony Oursler, Sarah Lucas, Tony Cragg, Jake ve Dinos Chapman ile Rodin, Maillol ve Vigeland’ın heykelleri sergilenmekte.
Vigelandsanlegget, Norveç’in en sevilen heykeltıraş Gustav Vigeland’ın olağanüstü heykellerinin sergilendiği bir açık hava vitrini. Dünyanın en büyük açık hava heykel müzesi olan park, tüm heykellerin aynı kişi tarafından yapılması dolayısıyla da dünyada ilk ve tek.

Edvard Munch’un dünyaca ünlü The Scream (Çığlık) adlı tablosunun da bulunduğu Ulusal Galeri (The National Gallery), Norveç’in en büyük resim ve heykel koleksiyonuna sahip. Müzede aynı zamanda Cezanne ve Monet’nin eserleri ile pek çok Norveçli sanatçının çalışmaları yer alıyor.
Bygdoy’de bulunan Norveç Halk Müzesi’nde (Norsk Folkemuseum), eski Norveç geleneksel hayatı bugün halen yaşatılmakta. Gol Stavkirke ve Obos çiftliğinin Wessels kapısı da dahil olmak üzere 160 bina bulunan bu açık hava müzesinde, eski Norveç yaşamı sürdürülerek, burada gündüzleri çalışan ve eski yaşamı sergileyen halk ile dönemin elbiseleri, halk sanatı, sami kültürü ve kilise sanatı gözler önüne seriliyor. Kesinlikle görülmeye değer bir Norveç geleneği diyebilirim.

Oslo, aynı zamanda her sene Nobel Barış Ödülü sahibini belirleyen komite çalışmalarına ev sahipliği yapan Nobel Enstitüsü’nü de içinde barındırıyor. 2005’te açılan Nobel Barış Merkezi, Alfred Nobel hakkında bilgilerin yer aldığı, geçici sergilerin ve konferansların da düzenlendiği bir kültür-sanat merkezi görevi görüyor.