İzlanda hakkında kısa kısa genel bilgiler verdikten sonra gelelim biz neler yaptık onları anlatmaya. Uçuşla ilgili yaşadıklarımızı ve bu konuda dikkat etmeniz gerekenleri diğer yazımda anlatmıştım. Bu yazımda ise, İzlanda’da ilk günümüzde Keflavik ve Kirkjufell Dağı ziyaretimizi detaylıca anlatacağım.

İzlanda Yolculuğumuz Başlasın

Havalimanında arkadaşlarımız bizi karşıladı. Onlar bir haftadır zaten İzlanda’da kalıyorlardı. Altı kişi olduğumuz için bir minibüs kiralanmıştı. Havalimanından çıkıp eşyalarımız araca yerleştirip, kalacağımız eve doğru yola çıktık.

Öncesinde eve ortak malzeme alacağımız için bir markete uğradık. Malum, hepiniz duymuşsunuzdur: İzlanda çok pahalı! Markette biraz fiyatlara bakındık. Ekmek 25 lira, küçük şişe sular 10 lira civarı… Gerisini buradan siz tahmin edebilirsiniz zaten.

Alışverişin ardından Airbnb’den kiralanan eve geldik. Ev sevimli ve temizdi ancak altı kişi için küçüktü. Salonda oturabilmek için ortadaki yatağı kaldırmak zorunda kalıyorduk. İzlanda’da Nerede Kalınır? isimli youtube videomda detaylıca anlattım nerelerde kaldığımızı, haydi buyrun izlemeye… (Kanalıma abone olmayı unutmazsanız sevinirim 🙂 )

Doğrusu konaklama yerimizin Keflavik olmasından ziyade başkent Reykjavik olmasını tercih ederdim. Size tavsiyem mutlaka Reykjvaik merkezinde konaklayın. Ev fiyatları hemen hemen aynı. Böylece akşamları çıkıp şehri gezme ve İzlanda kültürünü yakından tanıma fırsatınız olur.

Havalimanı Kasabası Keflavik

Keflavik, havalimanının hemen yakınında, İzlanda’nın güneybatısında, Reykjanes sahilinde 47 km (Reykjavik’ten 75 km uzaklıkta) bulunan bir kasaba. İsminin anlamı İngilizcesinde ‘Driftwood Bay’, ben ‘sürüklenen kütük körfezi’ olarak çevirdim, sizce? 

Kasaba 16. yüzyılda İskoç girişimciler tarafından kurulmuş. Balıkçılık ve balık işleme tesisleri nedeniyle gelişmiş. Bugün, İzlanda’nın en kalabalık beşinci şehri ama İzlanda’nın tamamının 350 bin kişi olduğunu düşünürseniz ne kadar kalabalık olduğunu anlayabilirsiniz. 

Genelde kasabayı yalnızca havaalanından Reykjavik’e seyahat eden yolcular ziyaret ediyor bizim gibi…

Yetmişlerde, Keflavik, ABD askeri personeli tarafından ‘Americana Rock ’n’ Roll’ sahnesinde tanıtılan İzlanda’nın en iyi müzisyenlerine ev sahipliği yapmakla ünlüymüş. Böylece “Beatle kasabası” ve “Kuzey’in Liverpool’u” takma adları verilmiş ve bu da kasabayı İzlanda’nın “Rock ‘n’ Roll Başkenti’ haline getirmiş.

Keflavik’teki İzlanda Rock ‘n’ Roll Müzesi, punk, pop ve folklor sergilerinin yanı sıra yerli müzisyenler Björk, Sigur Rós ve Of Monsters and Men gibi hakkında bilgi panoları ile İzlanda müziğinin tarihi anlatılıyor.

Biz ne yazık ki bunları göremedik ama Viking dünyasını anlamak için Keflavik’teki müzeleri gezmek gerek. Beş sergi ziyaretçilere Vikinglerin tarihi, gelenekleri, İskandinav dinleri gibi pek çok bilgiyi aktarıyor. Etrafında dolaşmak ve her açıdan gözlemlemek için gerçek bir Viking gemisi de mevcut.

Ayrıca kasabada, Vikinglerin beslediği hayvan ırklarının yanı sıra geleneksel bir İzlandalı çim evin bulunduğu bir hayvanat bahçesi bulunmakta.

Keflavik hakkındaki bu kısa bilgiden sonra yine yolculuğumuza dönelim. Eve yerleştikten sonra sabah ilk yolculuğumuz Game Of Thrones dizisi ile ünlenen meşhur Kirkjufell Dağı ve Kirkjufellsfoss yani Kirkjufell Şelalesi oldu. Adanın kuzeybatısındaki dağa ulaşmak için birkaç saatlik araba yolculuğu yaptık.

Yol Boyunca Hüzünlü Manzaralar

Tüm yol boyunca gri bir hava, siyah ve kahverengi manzara ile karşıladı İzlanda bizi… Göllere yansıyan dağ manzaralarıı ya da siyah asfaltın ardındadaki sisler dağların hepsi başlı başına birer fotoğraf karesi…

6000 Yıl Önce Sönmüş Eldborg Krateri

Yolumuzun üzerinde geçerken hızlıca gördüğümüz krater, öyle yol üstünde krater görmeye alışkın olmadığımız için bizi şaşırttı. Ama tamamı volkanlardan oluşan adada bu görüntüler oldukça doğal tabi…

Eldborg Krateri, güzel bir şekle sahip. Tek başına sakince duruyor hemen yolun üzerinde… Deniz seviyesinden sadece yüz metre yüksekte.

Snæfellsnes’deki 54 numaralı yoldan giderken kaçırmayın. Krater 200 metre uzunluğunda ve 50 metre derinliğinde normal bir oval forma sahip. Yanları içte ve dışta oldukça ince ve dikmiş. Biz uzaktan göremedik ama sonra merak edip fotoğraflarına bakınca bunu net bir şekilde anladık.

İnternetten aldığım Eldborg Kraterinin yukarıdan görüntüsü…

Eldborg krateri, Snæfellsnes Yarımadası ve Batı İzlanda’daki Mýrar sınırlarında adeta bir bekçi gibi duruyor. Tam anlamı ‘Ateş Kalesi’ anlamına gelen Eldborg krateri, insanların yaklaşık on iki yüz yıl önce bu zorlu adaya yerleşmeye ilk geldiği zaman patlak vermiş. Yaklaşık 6 bin yıldır herhangi bir patlama olmamış. O tarihteki patlamadan sonra lavlar soğumaya başlamış ve her türlü bitki yosunu ve küçük ağaçlar üzerinde yeşermiş.

Dağa ulaşmadan önce bir kahve molası verdik ve o sırada havanın ne kadar güzel olduğundan bahsettik. Ne kadar soğuk olabilir ki? diye aramızda gülüştük bizi neyin beklediğinden habersiz…

Game Of Thrones Dizisinin Meşhur Ettiği Kirkjufell Dağı ve Şelalesi

Kirkjufell Dağı’na ulaştığımızda inanılmaz bir rüzgarla karşılaştık. Ne gimbalı tutabiliyordum, ne de kendimi… Şunu öğrendik ki İzlanda’da hava oldukça değişken. Özellikle kış aylarında seyahat ediyorsanız bunu mutlaka aklınızda tutun ve sürekli İzlanda hava durumu ve fırtına alarmlarını takibe alın.

Biz tüm rüzgara rağmen azimle tepeye kadar yürüdük. Dağın ve şelalenin uzun pozlama fotoğraflarını çektik. Hava kapalı ve rüzgarlı da olsa orada olmak ve bir hayalin daha gerçekleşmesinin mutluluğu tarif edilemez. (Görüntüler için youtube videoma buyrun…)

İzlanda yolculuğumuz şimdi, karanlık ve hüzünlü havada bir vaha gibi karşımıza çıkan Kirkjufell Dağı ile başlamıştı.

Kirkjufell veya ‘Church Mountain‘ yani ‘Kilise Dağı’ İzlanda’nın Snæfellsnes Yarımadası’nın kuzey kıyısında, Grundarfjördur kasabasından sadece kısa bir mesafede bulunan bir tepe aslında. Adının kiliseden gelişi, şeklinin bir kilise kulesine benzemesinden ileri geliyor. Ancak cadı şapkasına ya da dondurma külahına benzetenler de var.

463 metre yüksekliği ile dağ demek abartılı olur burası için ama dramatik şekil ve mükemmel sahil konumu nedeniyle sık sık ‘İzlanda’nın en çok fotoğrafı çekilen dağı’ diye anılıyor. Özellikle de önündeki gölde yansıma fotoğrafları ile dört mevsim ve her hava şartlarında güzel sonuçlar veriyor bu tepe fotoğraflarda… Hemen önündeki Kirkjufellsfoss yani Kirkjufell Şelalesi (Foss İzlandaca şelale demek) ise dağın manzarasını tamamlıyor.

Üstelik, Kirkjufell’in renkleri her mevsim başka bir hal alıp, güzelleşiyor. Yaz, hayat dolu, yemyeşil iken, kış aylarında dağın yüzünü kahverengi ve beyaz bir maske kaplıyor. Elbette, gece yarısı güneşi ya da  kuzey ışıkları altında verdiği pozlar ise en şahaneleri!

Bunu tabi ki biz çekmedik. Dağın her mevsim fotoğrafları için Mads Peter Iversen fotoğraflarına bakabilirsiniz.

Pırıl pırıl  kış gecelerinde Northern Lights yani kuzey ışıkları altında bir çekim yapmak istiyorsanız tripodunuzu, kahvenizi ve battaniyenizi yanınızda getirin ve manzaranın keyfini çıkarın.

Kuzey ışıkları fotoğrafı nasıl çekilir merak ediyorsanız, Norveç’teki deneyimimden faydalanmak için bu yazımı tıklayınız…

Kirkjufell Dağı Pek çok Filme Sahne Olmuş

Game of Thrones dizisinin pek çok sahnesi İzlanda’da çekildi. Belki de İzlanda’nın adının en çok duyulduğu yer bu dizi oldu. Dizinin hayranları, Kirkjufell Dağını 7. sezondan itibaren izlemeye başladı. Dağ, Jon Snow, The Hount  ve Jorah Mormont karakterleri diğerlerine karşı vahşi doğayı ölümsüz bir manzara yakalama ümidiyle cesaretlendirdiğinde, ‘Duvarın Ötesindeki Kuzey’ (North beyond the Wall) sahnelerinde sergileniyor. Jon Snow ve diğer ana karakterlerin destansı bir savaş sırasında Gece Kralı ve Ölülerin Ordusu ile karşılaştıkları bölge burası. İşte dizide geçen İzlanda lokasyonları…

Sadece Game Of Trones değil tabi buralarda bir başka film prodüksiyonları daha olmuş. ‘Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı’ da Kirkjufell Dağı yakınlarında çekilmiş.

Tepeye Çıkmak için Uzman Dağcı Rehber Gerek

Tepeye çıkmak için bir buçuk saatlik bir yürüyüş gerekiyor. Tabi inmek için de… Karşıdan yumuşacık gibi gözüken yol aslında oldukça dik ve 2018 yılında üç kişinin ölümüne sebep olmuş. Bu yüzden eğer tepeye çıkmak isterseniz muhakkak uzman bir dağcı rehber ile çıkmalısınız.

İşte İlginç Bir Bilgi

Kirkjufellsfoss’un sadece beş metre yükseklikte olduğunu ancak fotoğraflarda bir şekilde daha büyük göründüğünü biliyor muydunuz? Bu aslında doğru! Uzmanlar bunun insanların fotoğraf çektiği açı nedeniyle olduklarını söylüyor. Hayatta her şey bakış açısı ile ilgili değil mi zaten?

İzlanda ile ilgili diğer yazılarım için aşağıdaki linkleri tıklayınız…

Gözlerden uzak hikayelerin adası İzlanda

Buz ve ateşin ülkesi İzlanda hakkında kısa kısa

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.