Roma’dan Paris’e Avrupa başkentleri seyahatseverlere unutulmaz anılar vaat ediyor. Roma’da tarihle iç içe günler geçirebilir Paris’te alışverişe doyabilirsiniz. Berlin ve Londra ise kültür sanat turu için tercih edilebilir.
PRAG
Geçmişte Çekoslavakya’nın, şimdi ise Çek Cumhuriyeti’nin başkenti olan Prag, Bohemya’da Vitava nehrinin üzerinde yer alıyor. Pek çok seyahatseverin ortak görüşü olarak, dünyanın en güzel şehirlerinden biri.
UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde de yer alan şehir, II. Dünya Savaşı’ndan neredeyse hiç hasar almadan çıkmayı başarmış. Bunun sonucunda da bugün hâlâ tarihi ev ve mekanları görmek mümkün.
Pek çok köprü, iki yakayı adeta dantel gibi birbirine bağlamış. Charles Köprüsü içlerinden en ünlü olanı. Üzerinden 75’ten fazla heykel barındıran köprü her zaman çok kalabalık ve turistler, ressamlar ve hediyelik eşya satanlarla her daim cıvıl cıvıl.
Köprülerinin dışında, Prag’ın dokuzuncu yüzyıldan kalma kalesi, Eski Kent Meydanı (Staromestske nam), Astronomik Saat, Eski Kent Köprü Kulesi (Stare Mesto), Yahudi Mahallesi ve St. Nicholas Kilisesi gezilecek yerlerin başında geliyor.
PARİS
Üzerine simler yağdırılmışçasına parlayan Eyfel Kulesi, Concorde Meydanı’ndan Zafer Tagı’na kadar uzanan Champs-Elysee ile bambaşka bir coşku yaşatır Fransa’nın başkenti Paris’te gezmek.
Saint Germain’deki minik bistrolarda oturup kahvenizi yudumlamak, teknelerle Seine nehrinin üzerinden geçip etrafındaki muhteşem şehri seyretmek, defalarca gitseniz de her seferinde ayrı keyif verir. Montmartre’daki bohem kafeler ve gece hayatı da ünlüdür.
Gezilecek yerler arasında ise olağanüstü Paris manzarası ile Sacre Coeur Bazilikası ve Ressamlar Tepesi, Louvre Müzesi, Opera Binası, Notre-Dame Katedrali, Orsay Müzesi, Versay Sarayı, Alexander Köprüsü ve Lale Bahçeleri sayılabilir. Modanın başkenti damgasını hak eden butikleriyle 24 saat yaşayan bir şehir Paris.
BUDAPEŞTE
Macaristan’ın başkenti, tarih, sanat, mimari, lezzet, gece hayatı gibi bir seyahatte istenilebilecek her şeyiyle kucak açmış seyahatseverlere. Gellert Tepesi’ne çıkabilir, Gül Baba Türbesi’ni ziyaret edebilir, Rönesans Sarayı’nı gezebilir, Tuna Nehri üzerinde tekne turu yapabilirsiniz. Balıkçı Tabyası’ndaki kafelerde keyif yapabilir ve meşhur kaplıcalarında dinlenebilirsiniz.
BERLİN
Adı uzun yıllar ‘Utanç Duvarı’ ile birlikte anılan Berlin, bugün Avrupa’nın en cazibeli kültür ve sanat şehirlerinden biri Venedik’ten daha fazla köprüye sahip olmasıyla böbürlenen Berlin şehrinden iki nehir geçiyor. Biri Spree, diğeri ise Havel.
Alexanderplatz, şimdilerin en popüler meydanı. Kafe ve barlarıyla, şehrin en canlı mahallelerinden biri olan Ambarlar Mahallesi (Scheunenviertel), Hackescher Markt meydanındaki butikleriyle aynı zamanda alışveriş tutkunlarının da gözdesi.
Spree Nehri üzerinde küçük bir ada olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Müzeler Adası birçok müzeye evsahipliği yapıyor. Friedrichstrasse, alışveriş meraklıları için bir cennet. Kısaca Ku’damm olarak anılan Kurfürstendamm, Batı Berlin’in alışveriş merkezleri, lüks butikler, kafe ve otellerle dolu en işlek caddesi.
17 Haziran Caddesi’nde her haftasonu kurulan bitpazarında ikinci el kitaplardan antika eserlere kadar pek çok ürünü bulabilirsiniz. Schöneberg’te Almanların ünlü sanatçılarından Marlene Dietrich’in mezarını ziyaret edip Botanik Bahçesi’nde keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
ROMA
İtalya’nın başkenti Roma, bir açık hava müzesi. Roma görülecek yerler arasında Kolezyum, Vatikan şehri, Pantheon, San Pietro Meydanı, San Pietro Bazilikası, Venedik Meydanı, Navaro Meydanı, Popolo Meydanı, Campo di Fiori, Trevi Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri ve Roma Forumu başı çekiyor. Trastevere, Testaccio ve Pigneto ise mahalle kültürünün hakim olduğu, restoranların ve gece hayatının daha canlı olduğu sevimli mahalleleri.
Campo di Fiori, hemen her gün kurulan semt pazarıyla ünlü. Etrafındaki restoranlarda oturup, şarkı söyleyen pazarcıları izlemek son derece keyifli. Piazza Navaro, heykelleri ve dikilitaşı ile daha mağrur dursa da, sokak satıcıları ve ressamları bu havayı biraz kırıyor. İspanyol Merdivenleri ise kartpostalların vazgeçilmezi.
VARŞOVA
Polonya’nın başkenti Varşova, 1991’den beri İstanbul’un kardeş şehri. Eski şehir, kültürel ve görsel anlamda şehrin en etkileyici bölgesi. Foksal, restoran, kafe ve barlarıyla en eğlenceli sokağı. Sokakta mükemmele yakın bir caz konseri dinleyebilirsiniz. Tarihi binaları ve Varşova’nın eski şehrini görmek için, eski ve yeni şehri birbirine bağlayan Kraliyet Yolu olarak bilinen ana caddede, The Royal Castle’den itibaren yürümeye başlayabilirsiniz.
Bütün kaleler, heykeller, restoranlar da sağlı sollu bu yolun iki yanına dizilmiş durumda. Varşova en az üç gün geçirerek doya doya keşfedilmesi gereken çok güzel bir şehir. Nobel ödüllü pek çok sanatçıyı yetiştirmiş olan Polonya’nın en ünlü sanatçısı, 19. yüzyılda yaşamış Fredric Chopin. Chopin ile ilgili olan her şey ise Polonyalılar için gurur kaynağı.
LİZBON
Portekiz’in başkenti Lizbon, Avrupa’nın en samimi şehirlerinden. Bir yandan son derece Avrupalı, diğer yandan Emevi etkisiyle rengarenk ve motiflerle dolu. 18. yüzyılda Araplar tarafından getirilen çinicilik, şehre damgasını vurmuş.
1755 depreminde, birçok bina yıkılmışsa da, eski şehir olarak adlandırdığımız, Baxia, Chiado ve Bairro Alto günümüze kadar gelmiş. Lizbon, ucuz bir şehir. Şehri dolaşmanın keyifli yolu, tarihi tramvaylara binmek. Özellikle 28 numaralı tramvay, yerel halkın ulaşım aracı olmasına rağmen turistlerin de gözbebeği.
Özellikle Alfama, sokakta yaşayan eski mahalle kültürünü size sunarken, Bairro Alto restoranları, barları, graffitili duvarları ve parke taşlı dar yolları, fado kulüpleriyle bir eğlence merkezi. Baxia’ya özellikle gün batımından iki saat önce gitmelisiniz.
Harika ışık hüzmeleri arasında işleyen feribotları izleyebilirsiniz. Teraslar ve asansörler, Lizbon’a farklı bir hava vermiş. Alfama, yerel balıkçıların yaşadığı mahalle. Çamaşır asılı dar sokaklardan yürüyerek Se katedraline çıkabilirsiniz.
Sahilde, Fado Müzesi ve Noktalar Evi görülecek yerler arasında. Miradouro da Graça, Lizbon manzarasını seyredebileceğiniz en güzel teraslardan biri. Largo da Graça’da rengarenk çinili binaların arasından çini satan antikacı dükkanlarına girdiğinizde kendinizi kaybedebilirsiniz.
Chiado mahallesinde, klasik finiküler olan Elevador de Bica ile Bica mahallesine çıkın. Dik bir yokuş ile Bairro Alto’ya çıkan bu yolda, Bica mahallesinin karakteristik evlerini keşfedin.
LONDRA
İngiltere’nin başkenti Londra, bugün en çok ziyaret edilen Avrupa şehirlerinden biri. Dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biri olan şehir, dört bir yandan gelmiş, çeşitli ırk, dil ve dine mensup yaşayanları ile aynı zamanda belki de en kozmopolit şehirlerinden de biri.
Parlamento Binası, Big Ben, Londra Köprüsü, Londra Kulesi, Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydanı, şehri kuş bakışı izlettiren London Eye, çoluk çocuk herkesin spor yaptığı Hyde Park ve şehri ikiye bölen Thames nehri mutlaka görülmeli.
Bu şehir aynı zamanda tiyatro ve müzikallerle sanatseverlerin de gözdesi. Her daim Royal Albert Hall’da bir konser ya da Shakespeare Globe Tiyatrosu’nda bir müzikale denk gelebilirsiniz.
ATİNA
Hop on-hop off otobüslerle, 24 saati 10 euro, 48 saati ise 13 avroya tur alarak yedi bin yıllık medeniyete sahip Yunanistan’ın başkenti Atina‘yı otobüsle gezmek mümkün. Geziye, Syntagma Meydanı’nda başlamak uygun olabilir.
Meydan lüks oteller, butikler, kafe ve restoranlarla çevrili. Yunan Parlamentosu ve Panathenaic Stadyumu da Syntagma Meydanı’nın etrafındaki yapılar. Panathenaic Stadyumu, 1896’da ilk Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapan stadyum.
Kolonaki, lüks butiklerin, kafelerin ve sanat galerinin olduğu Atina’nın şık mahallesi. Thission, Monastraki, Agia İrini ve Plaka semtleri ise, küçük mahalleleri ve sevimli kafeleri ile kalbinizi çalıyor.
FATOŞ PUR
Giriş Tarihi: 12.3.2017
Yazı İçin: http://www.sabah.com.tr/turizm/2017/03/12/adim-adim-avrupa