Suların üzerine kurulmuş bir şehir…. İç içe geçmiş kanalları, çizgili formalı gondolcularıyla  kanalda süzülen gondolları, Rialto ve Ahlar köprüleri, maskeli festivali ve sanatla iç içe yapılarıyla, belki de dünyada hiçbir özel reklama gerek kalmaksızın en çok turist çeken şehirlerden biridir Venedik. Kendi bir ada olduğu gibi, bir de kendine bağlı adaları vardır ki, ‘Lagün adaları’ adıyla bilinen bu adalar, her birinin ayrı bir özelliği ile en az Venedik kadar ziyareti hak eder. Venedik’ten alacağınız günlük bir kombine feribot biletiyle gayet rahat geçilen bu adaları bir gün içinde gezmek mümkün. İçlerinde en popüler olanları Murano, Burano ve Torcello, neredeyse Venedik kadar ziyaretçiyi kendine çeker.

Murano, yüz ölçümü olarak diğerlerine göre daha büyük ve 700 yıldan fazla süredir eşsiz el yapımı camlarıyla ünlü. Grand Canal, şık meydanları ve birkaç kilisesiyle küçük Venedik de denilebilir. Bazı gün ve saatlerde cam yapımını izleyebildiğiniz halka açık cam fabrikaları ve kanal yanında dizilmiş cam ürünleri satan dükkanlarda, camdan yapılmış minicik biblolardan devasa avizelere kadar her şeyi bulmanız mümkün.

murano-camlari

 

1291 yılında, cam fabrikaları, o zamanlarda bir çok ahşap ev barınıran Venedik’i olası bir yangın tehlikesinden korumak için bu adaya taşınmış. O zamanlarda Venedik, camları ve cam yapımıyla ünlüymüş. Cam hala Murano’nun ünü. Başınız çevirdiğiniz her yerde camdan ürünleri görebilirsiniz. Camdan bir noel ağacı, camdan bir Meryem Ana heykeli gibi…

Murano, Cam Noel ağacı
Murano, Cam Noel ağacı

Her yanınızda cam görmenizin dışında, Murano’da görülecebilecek bir diğer eser de, Venedik’in en eski ve ilginç kiliselerinden biri olan Santi Maria e Donato kilisesi. Oldukça ihtişamlı bir dekoru olan bu kilisenin mozaik ve mermer yerleri 1141’de Venedik’teki San Marco kilisesi ile aynı tarihte döşenmiş.

Saat Kulesi ve Museo Vetrario (Cam Müzesi) ise adanın görülecek diğer yerleri arasında. Cam fabrikaları ve atölyeleri ise her zaman halka açık değil. Bunun iki sebebi var. Birincisi, o anda gerçekten çalışıyorlar ve bunu turistlere gösteri için yapmıyorlar. İkincisi ise, tekniklerinin ve bilgilerinin rakiplerine gitmesini istemiyorlar. Fakat hafta içi sabah saatlerinde yakalarsanız, kapılarını izleyicilere açma ihtimalleri var. Bu arada dikkatli olmakta da fayda var. Murano’daki tüm cam ürünler Murano’dan değil, ne yazık ki Çin’den gelen ucuz cam ürünler de var. Murano camları için vitrinlerinde ‘Vetro Murano Artistico’ yazan dükkanlara girin.

Murano’nun bence biraz mağrur ve belki camların etkisiyle biraz soğuk havasına karşın, Burano’ya geçtiğinizde sizi sıcacık bir ortam karşılar. Rengarenk evler ve her yerde karşınıza çıkan dantellerle sanki bir masal dünyası gibi. Bu adanın ünü rengarenk balıkçı evlerinden ve dantel işçiliğinden gelir. Sevimli Burano, rengarenk evlerinin suyu yansımasıyla, özellikle fotoğrafçılar için bir cennet. Aynı zamanda Torcello’nun arkadan görüntüsü ve etraftaki küçük adaların da kadraja girmesiyle, oldukça estetik görüntüler yakalanabilir.

Burano

 

Renkli evlerle süslenmiş daracık sokaklar ve daracık kanallar genellikle nispeten daha büyük meydanlara açılır. Meydanlar, özellikle dantel satan dükkanlar ve küçük pastanelerle oldukça şirin. Söylentiye göre balıkçılık ile uğraşan erkekler denize açıldıklarında, eşleri onları beklerken dantel örerlermiş. Ünü dantellerden gelen Burano’da, ‘Dantel Müzesi- Museo del Merletto’da geçmişten bu güne dantel yapımı ile ilgili tüm bilgilere ulaşmak mümkün. Dükkanlardan oldukça uygun fiyata dantel Amerikan servisleri, peçeteler ya da bebek elbiseleri alabilirsiniz.

Burano Adasına indiğinizde dantel dükkanları sizi karşılar.
Burano Adasına indiğinizde dantel dükkanları sizi karşılar.

Burano’da evlerin kapıları çoğunlukla açık. Rengarenk boyalı oluşları da aslında bununla ilgili bir söylentiyle anlatılıyor. Balıkçıklar genelde evlerine sarhoş döndüklerinden, kapılar da hep açık olunca yanlış eve girmesinler diye, herkes evini farklı bir renge boyamış. Sebebi nedir pek emin olmasam da, sonucunun oldukça güzel olduğu aşikar…

Adı diğerleri kadar geçmese de, Burano’ya bir köprü ile bağlandığı için, kısa bir yürüyüşle Mazzorbo’ya da geçiliebilir. Ancak ayırdığınız bir gün ise vakit kaybetmeden Torcello’ya geçmenizi öneririm.

Burano’dan her yarım saatte bir kalkan feribotla Torcello adasına varabilirsiniz. Adaya vardığınızdaki ıssızlık başlangıçta sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Tam ‘keşke gelmeseydim’ dediğiniz anda, yolun sonunda karşınıza çıkan tarihle karşılaştığınızda şaşıracaksınız. Bugünkü yalnızlığıyla oldukça tezat bir geçmişi olan ada, zamanında Roma İmparatorluğunda oldukça önemliymiş. Bugün ada içindeki müze ve etrafındaki kalıntılar, bu tarihi sergiler.

Torcello Adasında tarih gizli...
Torcello Adasında tarih gizli…

Yedinci yüzyılda yapılmış olan, meydandaki Santa Maria Assunta kilisesi hala eski heybeti ve mosaik yer döşemeleriyle gelenleri karşılar.

Hemen yan kapıdaki Santa Fosca kilisesi ise, onbirinci yüzyılda yapılmış ve mütevazi bir şekilde sizi bekler.

Bu ada son derece küçük bir ada olmasına rağmen, dünyanın en ünlü restoranlarından Cipriani buradadır.

Venedik’ten sadece bir gün çalarak, bu adaları görmenizi tavsiye ederim. Hele de dönüşte gün batımı saatlerine rast gelirseniz, muazzam bir Venedik manzarasının sizi karşılayacağını unutmayın.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.