Los Angeles seyahatimiz olanca hızıyla devam ediyordu. Kiraladığımız SUV aracımızla en az beş saatlik sürüşler yaparak şehirden şehire koşmaya devam ediyorduk. Yolculuğumuzun yedinci gününde Las Vegas’a veda edip, Grand Canyon ve Antilop Kanyon’u görmek üzere yola çıkıyoruz. Bir de yolumuzun üzerinde son anda eklenen destinasyon da Hoover Dam!

Kahvaltının ardından erkenden yine yola koyulduk. Şimdi istikamet uzun yıllardır görmeyi ve fotoğrafını çekmeyi çok istediğim Grand Canyon ve  Antelope Canyon ya da bizim deyişle Antilop Kanyon! Ama dün gece Meşrop’un eşi son anda ‘yol üstündeki Hoover Dam’a da uğrayın’ deyince işler biraz karıştı.

Hoover Dam (Hoover Barajı), gerçekten de yol üstünde ama tek sıra araba kuyruğu, araba park sıkıntısı filan derken bize oldukça vakit kaybettirdi. İlk görüşümdeki düşüncem bana göre burada vakit kaybetmeye değmezdi. Bu baraj ile Mead Gölü oluşmuş ve tek özelliği üstündeki köprünün bir ucunun Nevada, diğer ucunun ise Arizona olması diye düşünmüştüm. Nedir peki buradaki özellik? Pek çok yerde böylesi yerler var. Hatta en güzelinize biz sahibiz, köprünün bir yanı Asya, diğeri Avrupa 🙂

Buradaki özellik arada saat farkı olması. Köprünün bir ucunda ‘Nevada Time’, diğer ucunda ise ‘Arizona Time’ uygulanıyor ve bir saatlik bir fark var. Yani bir başa yürüdüğünüzde sabah 10 olan saat, köprünün sonunda 11 oluyor. Köprüyü gidip gelip zamanda istediğiniz kadar yolculuk yapabilirsiniz 🙂

Başlangıçta yapıya sadece bu şekilde bakarken sonrasında, dünyanın en büyük barajlarından biri olduğunu öğrendim. Hele ki yapımının tarihçesini ve yapımı sırasında burada ne kadar çok işçinin hayatını kaybettiğini öğrenince bu düşüncemdem dolayı utandım.

Hatta o kadar ki, Hoover Dam bir de maskot köpeğe sahip. Kamp alınında bulunan köpek burayı ve işçileri o kadar sahiplenmiş ki, inşaat sırasında yabancıları yaklaştırmıyor, işçilerin yemeğini taşıyor, kedileri uzaklaştırıyormuş. Ne yazık ki o da bir tırın altında ezilerek bu inşaatta hayatını kaybetmiş. Bugün anısı ise hala yaşatılıyor.

İşte, insanlık tarihinin en büyük mühendislik başarılarından biri olan Hoover Barajı yaratılmasından seksen yıl sonra bir turist cenneti olmuş. 20. Yüzyılın En İyi On Yapı Başarılarından biri olarak adlandırılan Hoover Barajı, Kara Kanyon’da (Black Canyon), Las Vegas’ın sadece birkaç dakika dışında yer alıyor.

Hoover Barajı, yalnızca Güney Kaliforniya’nın İmparatorluk Vadisi’nin zengin tarlalarına değil, Arizona’daki eyalet sınırında da iki milyon dönüm sulayan su depoluyor.

Hoover Barajı, her yıl 1.3 milyon kişiye hizmet vermek için yeterli hidroelektrik enerji üretiyor. Los Angeles, Phoenix ve Tucson gibi kentsel merkezler için su temin etmekte, sel suyunu geri çekmekte, kuraklık sırasında su depolaması sağlamakta. Ama Hoover Barajı bunlardan çok daha fazlası. O bir Amerikan ikonu, ulusun mühendislerinin yaratıcılığının ve makinelerinin gücünün bir anıtı. Kentsel ve endüstriyel bir Amerika’nın doğal kaynaklarını kullanmaya başladığı bir dönemin simgesi.

Las Vegas’ın yaklaşık 50 kilometre güneydoğusunda, Arizona-Nevada sınırını kapsayan Hoover Barajı, yılda yedi milyon turist ağırlayan, dünyanın en çok ziyaret edilen barajı. 177 kilometre uzunluğundaki Mead Gölü, Hoover Barajı ve buna karşılık gelen tüneller sistemi, elektrik santralleri ve iletim hatları bu kuru çöl dilimini adeta tatil cennetine dönüştürmüş.

1901 yıllarında, insan yapımı kanallar, Colorado Nehri suyunu İmparatorluk Vadisi’nde meyve ve sebze tarlalarına yönlendiriyormuş. Ancak, Colorado nehri kudretli bir nehirmiş. En ünlü geçit  Büyük Kanyon da dahil olmak üzere geçtiği yerleri oyuyormuş. Öfkelenip seller oluşturabilir, tortularıyla kanalları tıkayabilir ve küçük doğal barajlarını yıkabiliyormuş.

Nitekim 1905 yılında, Colorado sınırlarını kırmış ve aylarca çılgınca coşmuş, akıntılarını Salton Denizi‘ne kadar yollamış. Bütün Colorado çamur haline gelmiş. Evler, karayolları ve demiryolları harap olmuş, ekinler sular altında kalmış.

Bu felaketin ardından ABD Reclamation Bürosu‘ndaki mühendisler bir çözüm önerisi getirmişler. Sadece selleri kontrol etmeyecek, aynı zamanda Colorado’nun sulama ve hidroelektrik enerjisi için kullanılacak, çok büyük ve çok amaçlı bir baraj yapılma kararı alınmış.

Muhaliflerin böyle büyük bir proje için ekonomik fizibilite ve mühendislik teknik bilgilerini sorgulamasıyla yıllar süren tartışmalar başlamış. Ayrıca, Colorado Nehri drenaj alanındaki yedi eyaletten altısı (Colorado, Wyoming, Utah, New Mexico, Arizona ve Nevada),  sudan ne kadar pay alacağından endişelilermiş.

Hoover Barajı Binası anıtsal bir girişim olmuş. İnşaat için beş milyon varil çimento ve kırk beş milyon liralık çelik gerekiyormuş. Kullanılan beton kütlesi 6.6 milyon ton ağırlığındaymış ve San Francisco’dan New York’a uzanan bir yol açacakmış.

Six Companies’in 11 Mart 1931’de verdiği, yaklaşık kırık dokuz milyon dolarlık düşük teklifi ABD hükümetinin o zamana kadar izin verdiği en büyük inşaat sözleşmesi olmuş.

20 Nisan 1931’de inşaat, türünün en büyüğü olan Hoover Barajı’nda başlanmış. Uzak lokasyona ve zorlu çalışma koşullarına rağmen, 1 Mart 1936’da beş yıldan az bir sürede – programın iki yıl öncesinde – ve bütçenin oldukça altında tamamlanmış. Ancak tünellerde 140 dereceye kadar yükselen sıcaklıklar ile işçiler ölümcül ısılara maruz kalmışlar. 1933 yazında her iki günde bir bir işçinin öldüğü bildirilmiş.

Hoover Dam adı, Amerika Birleşik Devletleri’nin yakındaki eyaletlerin su tahsisi konusunda anlaşmaya varılmasında büyük rol oynayan ve 25 yıllık bir tartışmayı sonuçlandıran Herbert Hoover’dan gelmiş. Hoover, eyaletlerin suyu nasıl paylaşacağına dair endişlerini gidermek adına, suyu 19 eyalette orantılı olarak bölmek için 1922 Colorado River Compact’ı kurmuş ve bir uzlaşma yaratmış.

Baraj bir süre Boulder Canyon Barajı ve Boulder Barajı olarak anılmış ancak Hoover Barajı, 1947’de Kongre tarafından resmi adı olarak duyurulmuş.

‘Ulusal Tarihi Bir Dönüm Noktası’ olan Hoover Barajı, batı yarım küredeki en yüksek beton baraj ve Colorado Nehri’nin 220 metre üzerinde durmakta. Yılda dört milyar kilovat elektrik üreten, on yedi jeneratör ile aynı zamanda ülkenin en büyük hidroelektrik santrallerinden biri. Tesisin işletimi ve bakımı, yalnızca elektrik satışlarından elde edilen gelirle destekleniyor.

Ekim 2010’da tamamlanan Mike O ‘Callaghan – Pat Tillman Memorial Köprüsü, bir zamanlar sadece helikopterle erişilebilen yerlerden şimdi muhteşem manzaralar sunuyor. Benim gibi barajı asla tam olarak anlamayanlar için, bunları öğrendikten sonra hayran olmamak zor. Ziyaretçiler bu köprüden barajı en yüksek bir noktasından görebiliyorlar. Hoover Barajı’nın yaklaşık 450 metre güneyinde bulunan köprü üzerindeki yürüme yolu, Colorado Nehri’nin de yaklaşık 900 metre yukarısında.

Köprünün en ilgi çekici yanı, 1.900 metre uzunluğundaki köprünün bir yanının Nevada, diğer yanının Arizona olması. Dediğim gibi zamanda yolculuk için doğru adres bu köprü 🙂 Köprü yürüyüşünden önce ve yürüyüş sırasında birçok bilgilendirici afiş bulunmakta.

Köprünün inşaatı 1960’larda akla gelmiş ancak kırk yıl sonra gerçekleşmiş. Bu geçiş sadece trafiği azaltmak için değil, aynı zamanda Mead Gölü ve Colorado Nehri’ni tehlikeli döküntü ve patlamalarından korumak için yaratılmış.

Barajda, harcanan zaman ve paraya değecek iki tur var: Hoover Barajı Elektrik Santrali Turu (Hoover Dam Power Plant Tour) kişi başına 11 $ (çocuklar, yaşlılar ve aktif askerler için indirimler var.)

Hoover Barajı’nın tarihini ve nasıl gerçekleştiğini gösteren kısa bir video gösterisiyle başlıyor. Daha sonra, bir rehber 500 metrelik bir iniş için asansöre kadar eşlik ediyor ve barajın dibinde bulunan santral jeneratörlerine yakından bakılabiliyor. Konuklar ayrıca orijinal derivasyon tünellerini (suyu bulunduğu yatağından başka kanallara yönlendiren tüneller) görebiliyor ve Colorado Nehri sularının gürlemesinin hissedebilecekleri, içinden nehrin geçtiğini otuz metrelik dev bir boru üzerinde duruyorlar.

Turdaki bir başka ilginç durak ise, Colorado Nehri ve Mead Gölü’nün panoramik manzarasını sunan barajın yukarısında bulunan bir gözlem güvertesi. Konum ayrıca, barajın mekanik bileşenlerine engelsiz bir bakış da dahil olmak üzere, Hoover Barajı tesisine kuşbakışı bir görünüm sunmakta.

Tur, ‘Winged Figures of the Rebuplic to the Nevada Intake Tower’a  kadar barajın üstündeki çeşitli duraklarla devam ediyor.

İkinci tur seçeneği Yeni Baraj Turu. Ziyaretçiler kişi başına 30 dolara ilk Santral Turu’nun tüm seçeneklerine ilave olarak ziyaretçi merkezine erişim, gözlem güvertesi ve orijinal Hoover Barajı sergi binası dahil, barajın kendine özgü ve samimi bir turunu deneyimleyebiliyorlar.

Tur, kontrol tünellerinden giden barajın içine eşi benzeri görülmemiş bir bakışla devam ediyor. Ziyaretçiler yıllar boyunca yapılan tüm kontrollerin duvarlarda işaretlerini görebiliyor ve daha sonra havalandırma deliklerinden aşağıya bakıyorlar.

Denetim tünellerinden sonra, konuklar barajın derinliklerine iniyor ve sızıntı galerisini ve bir takım antika merdivenleri görebiliyorlar. Hoover Barajı ile ilgilenenler için mükemmel bir tur.

Hoover Dam Barajının manzarası, ülkenin en büyük insan yapımı rezervuar olan Mead Gölü’ne de nefes kesici bir görünüm sunuyor. Su seviyeleri son zamanlarda düşük olmasına rağmen Mead Gölü, nehrin yıllık akışının iki yılına eşit olarak, 9.2 trilyon galon su depolayabiliyor.

Hoover Dam, vahşi doğadaki Colorado Nehri’ni Los Angeles, Las Vegas ve Phoenix gibi büyük şehirlerinin gelişiminde büyük rol oynamış. İki milyon dönümü sulayabilen 17 trübün, 1,3 milyon evi beslemek için yeterli elektrik üretiyor. Baraj 1985 yılında National Historic Landmark olarak tanımlanmış ve 1994’te Amerika’nın Yedi Modern İnşaat Mühendisliği Harikaları’ndan biri olarak seçilmiş. Baraj yılda yedi milyon ziyaretçi alırken, dünyanın en büyük rezervuarı olan Mead Gölü, bugün popüler bir rekreasyon alanı olarak on milyon turisti daha ağırlıyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.